Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21993 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13812 - Esas Yıl 2013





Davacılar iş kazası sonucu maluliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davacılar ile davalılardan E. Yapı Müh. Tur. San.Ti. A.Ş., R. Gayrimenkul Geliştirme İnşaat San. Dış Tic. A.Ş., İhbar olunan A. Sigorta A.Ş. Veklillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakim tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.KARAR1-İhbar Onulan A. Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazları yönünden;Dava kendisine ihbar olunan gerçek veya tüzel kişi, davada taraf sıfatını kazanamaz. Bir davada hüküm, davanın tarafları arasında kurulur. Bu nedenle hükmü temyiz etme hakkı sadece davada taraf olan kişilere aittir. Kural olarak kendisine dava ihbar olunan davaya katılmadıkça (müdahil olmadıkça) mahkemece verilen kararı temyiz etme hakkı yoktur. Ancak, mahkemece usul ve yasaya aykırı olarak taraf sıfatını almayan dava ihbar olunan kişi hakkında hüküm kurulmuşsa, ihbar olunan hükmün kendisiyle ilgili bölümünü temyiz edebilir. Davanın ihbar olunduğu A.Sigorta A.Ş. aleyhine bir hüküm kurulmadığından temyiz hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle ihbar olunan Aviva Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz talebinin REDDİNE,2-Davacılar vekili ile davalı R. Gayrimenkul Geliştirme San. ve Tic. A.Ş. ve E. Mühendislik Turizm A.Ş. vekillerinin temyiz itirazlarına gelince;Dava, iş kazası nedeniyle sigortalının ve yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, davacı sigortalı yararına 256.126.79 TL maddi ve50.000.00 TL manevi, davacı eş yararına 20.000.00 TL manevi, davacı anne ve baba yararına ayrı ayrı 10.000.00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 03.08.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.İş kazası nedeniyle hükmedilecek maddi ve manevi tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir.Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 Sayılı Yasa'nın 95. maddesidir. Anılan maddeye göre “Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbi belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbi belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevlere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işleri yönetmeliğinin geçici 1. maddesinde; bu yönetmeliğin yürürlüğüe girdiği tarihten önce çalışma gücü kaybı, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü, harp malullüğü sonucu meslekte kazanma gücü kaybı ile erken yaşlanma durumlarının tespiti talebinde bulunan sigortalılar ve hak sahipleri için, yürürlükten kaldırılan ilgili sosyal güvenlik mevzuatının 5510 Sayılı Yasa'ya aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı, 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a),(b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kurulunca inceleneceği bildirilmiştir.Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de, diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan alınacak rapor ile Yüksek Sağlık Kurulu Kararı arasında sürekli iş göremezlik oranına yönelik görüş ayrılığı bulunduğu takdirde çelişkinin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp Genel Kuruluna gönderilerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.Somut olayda; davacı sigortalının iş kazası sonucunda yaralandığı, olayın SGK tarafından iş kazası olduğunun tespit edildiği, SGK Maluliyet Daire Başkanlığı'nın raporunda davacının sürekli iş göremezlik oranının %28 olduğunun belirtildiği, SGK Yüksek Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen raporda davacının sürekli iş göremezlik oranının düzeltme kaydıyla %64 olduğunun belirtildiği, SGK Maluliyet Daire Başkanlığı raporu ile Yüksek Sağlık Kurulu raporları arasındaki çelişkinin Adli Tıp 3. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenecek rapor ile giderilmesi, tekrar çelişki doğması halinde Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınarak davacının sürekli iş göremezlik oranı kesinleştikten sonra çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Mahkemece, bu maddi ve hukuksal olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇHükmün yukarıda açıklanan nedenlerle sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,26.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.