MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İstihkakYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:KARARDavacı alacaklı ... vekili, borçlu ... aleyhine yapılan icra takibi nedeniyle, 30.11.2012 tarihinde haczedilen malların borçluya ait olduğunu, 3. kişinin, istihkak iddialarını kanıtlayacak herhangi bir evrak sunamadığını, 3.kişi ile borçlu arasındaki devir işleminin muvazaalı olduğunu, haciz adresinde borçluya ait evrak bulunduğunu belirterek 3. kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı 3. kişi ve davalı borçlu, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen, davaya cevap vermedikleri gibi, duruşmalara da katılmamışlardır.Mahkemece, 30.11.2012 tarihinde, 3.kişiye ait olan, “...” adresinde haciz yapıldığı, davacı tarafça bilirkişi raporunun aksinin ispatlanamadığı, dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgelere uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporu da dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, alacaklı tarafından İİK'nun 99.maddesi uyarınca, istihkak iddiasının reddi istemiyle açılmıştır.Dava konusu menkullerin haczedildiği 30.11.2012 tarihli haciz tutanağının incelenmesinde; haciz mahallinde borçlu adına ... 28. İcra Müdürlüğü tarafından gönderilen tebligat parçasının bulunduğu, davalı 3. kişinin gösterdiği vergi levhasının haciz adresine uymadığı anlaşılmaktadır. İşyerinin borçlu tarafından 3. kişiye devrinin ve bilirkişi tarafından incelemesi yapılan faturalara ilişkin işlemlerin, takibe dayanak senedin düzenlendiği tarihten sonra olması ve 3. kişi ile borçlunun faaliyet alanlarının aynı olması hususları da birlikte değerlendirildiğinde, somut olayda, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü ile bu yasal karinenin aksinin, davalı 3. kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerekir. İsteyen her kişi adına düzenlenmesi olanaklı, borcun doğumundan sonra düzenlenmiş bulunan faturalar, yasal karinenin aksini ispata yeterli değildir../.Tüm bu olgular karşısında, davacı alacaklının açtığı davanın kabulüyle, 3. kişinin istihkak iddiasının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı biçimde reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.