Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21820 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 2410 - Esas Yıl 2011





Davacı, ödenmeyen tedavi giderlerinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.KARARDava, kroner arter hastalığı nedeniyle ilaçlı stent kullanmak zorunda kalan emekli sandığı iştirakçisi olan davacıya Kurumca ödenmeyen 8.110.00 TL.tedavi giderinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulü ile 8.110.00 TL.'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, Sağlık Bakanlığı Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Hastanesi'nin 28.01.2008 tarihli Sağlık Kurulu Raporu ile davacıya kroner arter hastalığı teşhisi nedeniyle 3 adet ilaçlı stent implantasyonu yapıldığı, 5.2.2008 tarih ve .....sayılı faturaya göre davacının bu tedavi nedeniyle 9.000.00 TL. ödemek zorunda kaldığı ve Kurumun davacıya 22.08.2008 tarihinde 628.58 TL. ödeme yaptığı, davacının emekli sandığı iştirakçisi olduğu anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere mahkemelerin görevi ve yargı yolu “Yasa” ile belirlenmiş olup kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her safhasında Mahkemece resen nazara alınır.5510 Sayılı Yasa'nın geçici 4. maddesindeki, bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde; iştirakçi iken bu Yasa'nın yürürlüğe girdiği tarih itibariyle bu Yasa'nın 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanlar, bu Yasa'nın yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 Sayılı Yasa hükümlerine tabi olarak çalışmış olup bu Yasa'nın 4.maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlar ile bunların dul ve yetimleri hakkında bu Yasayla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 Sayılı Yasa hükümlerine göre işlem yapılacağı bildirilmiş olup, T.C. Emekli Sandığı sigortalıları veya hak sahipleri arasında 5434 Sayılı Yasa hükümlerinin uygulanmasından doğan uyuşmazlıklarda anılan sandıkça tesis edilen işlemler idari işlem niteliğinde olduğundan idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için açılacak davalar 2577 Sayılı Yasa gereğince idari yargı yerinde çözümlenebilecektir.5510 Sayılı Yasa'nın 101.maddesindeki; bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde bu kanun hükümlerinin uygulanması ile ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların İş Mahkemeleri'nde görüleceğine ilişkin düzenlemeler ile mülga 506 Sayılı Yasa'nın 134. maddesindeki, bu Yasa'nın uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili İş Mahkemelerinde görüleceğine ilişkin düzenleme birlikte değerlendirildiğinde; eldeki davada 5510 Sayılı Yasa'nın ve 506 sayılı Yasa hükümlerinin uygulama yerinin bulunmadığı tedavi giderinin yapıldığı dönem itibariyle mülga 5434 Sayılı Yasa uygulamalarından doğan uyuşmazlıklar idari yargının görev alanına girdiğinden 5434 sayılı Yasa gereğince davaya bakma görevinin idari yargıya ait olduğu açık olduğu halde mahkemece davaya bakmaya idari yargı yeri görevli olduğundan dava dilekçesinin Yargı yolu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken davanın esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇHükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.