Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21765 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14477 - Esas Yıl 2014





Tebliğname No : 7 - 2012/277031MAHKEMESİ : Antalya 2. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 22/06/2012NUMARASI : 2011/281 (E) ve 2012/212 (K)SUÇ : 5411 sayılı yasaya muhalefetYerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de,1-Zimmetin, banka içi kayıtların olağan bir denetimi, araştırma ve karşılaştırılması suretiyle kesin bir biçimde ortaya çıkarılabilecek durumda olması halinde basit olarak nitelendirilmesi mümkün olup;Ayrıca,Tediye fişleri kullanılarak banka parasının zimmete geçirilmesinde fiilin, basit ya da nitelikli zimmet suçunu oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi bakımından;Tediye fişleri bulunamamış ya da bulunan tediye fişlerinde mudi imzası yok ise, eylem basit zimmet,Mudiyi yanıltarak veya kandırılarak imzalatılan boş bir tediye fişini kullanılıp, mudinin bilgi ve talimatı olmaksızın hesabından para çekilerek mal edinilmiş ise, eylem nitelikli zimmet,Tediye fişine mudi yerine sahte imzalar atılmak suretiyle gerçekleştirilen işlemler ile ilgili olarak, fişler üzerindeki sahte imzaların ilk bakışta ve basit bir inceleme ile sahteliğinin anlaşılması halinde eylem basit zimmet, sahteciliğin aldatıcılık özelliğinin bulunması halinde ise eylem nitelikli zimmet suçunu oluşturacaktır.Somut olayda, fişler yönünden eylemin niteliğinin ortaya konulmasında bir sorun bulunmamakta ise de, bir kısım fişler üzerindeki imzaların mudiler yerine sanık tarafından sahte olarak atılan imzalar olduğu, bir kısım eylemlerin ise mudi tarafından daha önce imzalanan boş tediye fişlerinin kullanılması suretiyle gerçekleştirildiği yönünde iddiaların bulunması karşısında;Öncelikle, usulsüz işlemlerde mudiler adına atılan imzaların mudilerin eli ürünü olup olmadığının tespiti yönünden, mudilere ait bankada bulunan imza kartonları ile diğer bankalar, noter, tapu dairesi gibi kurumlarda bulunan imza örneklerinin dosya ile birlikte grafoloji uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınıp, bu imzaların kimin eli ürünü olduğu saptandıktan sonra;Alınacak raporda, fişlerde mudiler yerine atılmış sahte imzaların bulunduğunun belirlenmesi durumunda, bu imzaların aldatma kabiliyetinin bulunup bulunmadığı mahkemece saptanıp,Mudi tarafından önceden güven ve rızaya dayalı olarak imzalanan boş tediye fişinin kullanılması suretiyle hesaptan para çekme halinde hesabın kontrolü rızaen devredilmiş olacağından eylemin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu teşkil edebileceği de gözetilerek, raporda, bir kısım fişler üzerindeki imzaların mudi ya da mudilere ait olduğunun tespit edilmesi halinde, bu imzaların mudi ya da mudiler yanıltmak veya kandırılmak suretiyle daha önce alınan boş fişler kullanılarak, bilgi ve talimatları olmaksızın hesaptan para çekilerek mal edinmek şeklinde olup olmadığı ortaya konulup,Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak, her bir işlem bakımından tartışma ve değerlendirme yapılarak, duraksamaya yer bırakmayacak şekilde ayrı ayrı basit nitelikli zimmet olup olmadıkları tespit edildikten sonra hapis ve adli para cezasının tayin edilmesi gerekirken ve sanığın nitelikli zimmet suçundan cezalandırılması halinde, adli para cezasının tayini yönünden 5411 sayılı Yasa'nın 160/2. maddesinde yer alan "hükmolunacak adli para cezası miktarının bankanın uğradığı zararın üç katından az olamayacağına" ilişkin düzenleme uyarınca, üç kat uygulamasında nitelikli zimmet kapsamında değerlendirilen eylemler nedeniyle oluşan ve tazmin edilmeyen toplam zarar miktarının dikkate alınacağı ve zararın bulunmaması halinde ise sadece gün adli para cezası tayin edilerek anılan maddedeki üç kat uygulamasının yapılamayacağı hususları gözetilerek, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu, bir kısım fişlere ilişkin olarak nitelikleri şüpheli kalan eylemler yönünden iddia ve savunma tarafında yer alanlardan hangi tarafın beyanlarına itibar edildiği karar yerinde ayrıntılı olarak tartışılıp yeterli gerekçe de oluşturulmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabul ve uygulamaya göre de;2-5411 sayılı Yasa'nın 160/2. maddesi hatalı yorumlanarak, hapis cezası yanında hükmolunan adli para cezası bankanın uğradığı zararın üç katına yükseltilerek hüküm kurulması yerine, zimmet miktarının üç katına yükseltilerek hüküm oluşturulmak suretiyle, fazla miktarda adli para cezasına hükmedilmesi,Yasaya aykırı, sanık müdafii ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.