Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21732 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 6548 - Esas Yıl 2012





DAVA: Taraflar arasındaki, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ücret alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatınca istenilmesi ve davacı avu-katıncada duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.10.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat F.Ö. ile karşı taraf adına Avukat N.I. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.YARGITAY KARARI1-Dosyadaki yazılara toplanan delilerle kararın dayandığı kanuni ge-rektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.4857 sayılı İş Kanunu'nda 32.maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.Davacı vekili, davacının davalı işveren nezdinde uluslar arası tır şoförü olarak İtalya-Avrupa arası dorsecilik yaptığını, asgari ücret+sefer primi ile çalıştığını, ayda ortalama 3-4 sefer yaptığını, sefer başına 300-400 euro prim ödendiğini belirterek müvekkilinin dava konusu alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, davacının belgelerde yer alan şekilde asgari ücretle çalıştığını, davacıya yurt dışına çıktığı her sefer için verilen harcırahların değişken nitelikte olduğunu ve devamlılık arz etmediğini, bu nedenle ücretin eki niteliğinde sayılmayacağını savunarak davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davacının pasaport kayıtlarında yer alan ayda ortalama bir sefer yurt dışına çıkış bilgisine dayanılarak asgari ücrete ayda bir sefer için prim giydirimi ile bulunan ücret seviyesine göre yapılan hesaplamalara itibar edilerek alacaklar hüküm altına alınmıştır.Somut olayda, davacı ayda bir seferden fazla yurt dışı seferi yaptığı iddia etmiş, yargılama sırasında dinlettiği tanıkları da bu hususu doğrulamıştır. Sunulan pasaport kayıtları incelendiğinde, davacının yurttan çıkış ve giriş tarihleri arasında bir aydan fazla sürelerin geçmiş olduğu görülmektedir. Bu durumda işçinin Avrupa ülkelerinde dorsecilik yaptığı iddiası önem kazanmaktadır. Doğru sonuca varılabilmesi için, davacının yurt dışı seferlerinde kullandığı işverene ait araçların tüm sefer kayıtları ile davacının pasaportundaki tüm kayıtların yurttan çıkış yaptıktan sonra farklı ülkelerin gümrüklerinden geçişlerini gösterir şekilde işverenin tutmuş olduğu tüm sefer kayıtları getirtilmeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 220.maddesindeki düzenlemede dikkate alınarak, davacının bütün seferlerinin işverenin kayıtları altında gerçekleşmiş olduğu düşünüldüğünden belirtilen işyeri kayıtlarına ulaşılmalı ve bundan sonra elde edilecek bilgilerle birlikte deliller yeniden değerlendirmeye tabi tutularak, davacının ortalama aylık sefer sayısı ve dolayısıyla ücreti belirlenmelidir. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.2-Davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir:Dosya içeriğine göre, işverence davacıya ihbar süresi verilerek iş sözleşmesi feshedilmiştir. Başka bir anlatımla ihbar süresinin kullandırıldığı anlaşılmaktadır. Feshi ihbar bildiriminde günlük iş arama izniyle ilgili bir açıklamaya yer verilmemiş olması ihbar süresini geçersiz kılmaz. Bu durumda 4857 Sayılı Kanun'un 27.maddesinde yer alan düzenlemeye göre, davacının ihbar süresi içinde hak kazandığı iş arama izninde de çalıştırılmış olduğu dikkate alınarak, bu izin karşılığı hak ettiği ücretin yüzde yüz zamlı olarak hesaplanarak ödenmesine karar verilmelidir. Bu husus değerlendirilmeyerek, tüm ihbar süresi için ihbar tazminatının hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇAçıklanan sebeplerle hükmün BOZULMASINA, Davacı yararına takdir edilen 900.00 TL. duruşma avukatlık parasının davalıya yükletilmesi-ne, davalı yararına takdir edilen 900.00 TL. duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.