Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2172 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 243 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİTaraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Şikayetçi vekili, müvekkilinin maliki olduğu taşınmazı kiralayan...nin 2012 Nisan ayına kadar faaliyetini bu adreste sürdürdüğünü, 6.844,00 TL aylık kira bedeli ile taşınmazı kullanan borçlunun 2010 Kasım-2011 Ağustos dönemi kira bedellerini ödememesi nedeniyle hakkında başlattıkları icra takibinde yasal hapis hakkını kullanıp verilen 15 günlük süre içerisinde yasal takip haklarını kullandıklarını, takibin 23.01.2012 tarihinde kesinleştiğini, satışa konu makineler üzerinde müvekkilinin kullandığı hapis hakkının taşınırların kira konusu taşınmaza getirildiği tarihten itibaren doğacağını, rehin hakkı sahibinin öncelik hakkına sahip olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptali ile satış bedelinin tamamının müvekkiline ödenmesine, birinci sıraya müvekkilinin yazılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Şikayet olunanlar ... ve ... vekili, müvekkillerinin işçi alacağı olan alacaklarının rüçhan hakkına sahip olduğunu, şikayetçinin haciz ve hapis hakkının müvekkillerinin hacizlerinden sonra olduğu gibi şikayetçinin takip dosyasında icra kefili olup müvekkillerinin haciz işlemlerini bildiğini, borçlu şirket işyerini boşalttıktan ve şikayetçinin hapis hakkı sona erdikten sonra müvekkillerinin şikayetçinin haczine konu makineler dışındaki makinelere haciz koyduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir.Şikayet olunan ... vekili, müvekkiline şikayete konu sıra cetvelinde pay ayrılmadığını savunarak, şikayetin husumetten reddini istemiştir.Şikayet olunan ...vekili, borçlu şirketin ödenmeyen prim, işsizlik primi, damga vergisi borçlarından dolayı icra takibi yapıldığını, 30.09.2012 tarihinde gerçekleştirilen haciz işleminin diğer hacizlerden önce olup amme alacağı olan alacaklarının rüçhanlı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Diğer şikayet olunanlar, şikayete cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; İİK'nın 206/4. maddesi gereği işçilerin iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi nedeni ile hak edilen ihbar ve kıdem tazminatlarının sıra cetvelinde 1. sırada olacağı, bunun yanında İİK'nın 268. maddesindeki durum istisna olmak üzere kamu alacakları için konulan hacze başka hacizlerin iştirak edilmesine imkân tanınmaması .../...S.2gerektiği, şikayetçinin alacaklı olduğu takip dosyasında ise 05.08.2011 tarihinde hapis hakkı düzenlendiğinden diğer hacizlerden sonra olduğu, derece kararında SGK haczinin işçi alacaklarından önce olması gerektiği belirtilmiş ise de bu yönde itiraz bulunmadığı, derece kararında şikayetçiden önceki hacizlerin rüçhanlı alacak olduğu, bu sebeple de şikayetçinin talebinin hukuki mesnedinin bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir.Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.1-İİK'nın 142/1. maddesi hükmüne göre, "Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebilir." Anılan hükümde yer alan "alakadarlar" ifadesi, kural olarak borçluyu değil, şikayet eden alacaklıdan sıra itibariyle önce olan ve kendisine pay ayrılan alacaklıları ifade eder. Şikayet, kural olarak şikayet edene göre sıra cetvelinde öncelikli olan ya da aynı derecede hacze iştirak eden alacaklılara, diğer anlatımla kendine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılara yöneltilmelidir. Somut olayda, şikayete konu sıra cetvelinde ... ve ...'ya pay ayrılmadığından ve borçlu...nin de alacaklı sıfatı bulunmadığından, şikayetçinin adı geçenler aleyhinde şikayette bulunmasında hukuki yararı bulunmamaktadır.Bu durumda, mahkemece, adı geçen şikayet olunanlara yönelik şikayetin HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle şikayetin reddi doğru olmamış ise de karar sonucu itibariyle doğru olmuştur.Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayetçi vekilinin şikayet olunanlar ..., ... ve borçlu ...'ne yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2- Şikayetçi vekilinin diğer şikayet olunanlar ile ilgili temyiz itirazlarına gelince;Şikayet tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK'nın 336. (BK'nın 267.) maddesi uyarınca, kiralayanın işlemiş bir yıllık ve işlemekte olan altı aylık kira bedelinin güvencesi olmak üzere kiralanan yerde bulunan kiracının taşınırları üzerinde hapis hakkı bulunmaktadır. Kiralayanın hapis hakkı, kiralanan yerde bulanan kiracıya ait taşınır eşyayı kira alacağına karşı alıkoymak ve kira borcunu ödemediği takdirde onu paraya çevirerek alacağını öncelikle tahsil etme yetkisi veren bir tür kanuni rehin hakkıdır. Taşınır malların kiralanan yere gelmesiyle işleyecek altı aylık kira nedeniyle hapis hakkı doğar. Hapis hakkı taşınır malların kiralanan yere gelmesiyle birlikte doğduğundan daha sonra hapse konu malların üçüncü bir şahıs tarafından haczedilmesi ve mahcuzların paraya çevrilmesi halinde kiralayanın geçmiş bir yıllık ve işlemekte olan altı aylık kira alacağının satış bedelinden öncelikle ödenmesi gerekir.(Y.19.H.D. 18.03.1999 T., 1199 E., 1767 K. ve Y. 21.H.D. 29.11.2005 T., 6074 E., 12377 K. ve Dairemizin 16.12.2014 tarih ve 5154E., 8161 K. sayılı ilamları bu yöndedir.)Somut olayda, şikayetçinin hapis hakkının dayanağını oluşturan kira sözleşmesi 11.11.2005 tarihli olup bedeli paylaşıma konu menkul malların şikayetçi ile şikayet dışı borçlu arasında imzalanan kira sözleşmesine konu adreste haczedildiği, şikayetçinin bedeli paylaşıma konu taşınırlar üzerindeki kanuni rehin hakkının şikayet olunanların haczinden önce doğduğu anlaşılmıştır. 6183 sayılı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca, rehinli alacaklıların hakları saklıdır. Şikayet olunan SGK'nın alacağı, 5502 sayılı Kanun'un 35. maddesi uyarınca imtiyazlı ise de, bu alacağı bu bentte sayılan ve rehinli alacaklardan önce gelen amme alacağı değildir.Öte yandan, İİK'nın 206. maddesi, anılan Yasa'nın “İflasın hukuki neticeleri” başlıklı yedinci babında yer almaktadır. Bu madde hükmü, iflas tasfiyesi sırasında düzenlenen sıra cetvelindeki imtiyazları düzenlemekte olup, hacze iştirak hali dışında haciz yolu ile ilgili takiplerde uygulanmaz. Haciz yolu ile takiplerde bedeli paylaşıma konu malın satış tutarı bütün alacaklıların alacaklarını karşılamaya yetmezse, bir sıra cetveli düzenlenir. Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvelinde kural, alacaklıların haciz tarihlerine göre sıralanmasıdır. Bunun için ilk kesin haciz sahibi alacaklı ve buna iştirak edebilecek diğer alacaklılar belirlenerek hacze iştirak dereceleri oluşturulur. 6183 sayılı Kanun'un 69. maddesindeki koşullar varsa kamu alacağı sahibi olan bir alacaklı başka bir kamu idaresi tarafından konulan kamu alacağının haczine iştirak edebilir. Öte yandan 30.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4949 sayılı kanun ile değişik İİK'nın 268. maddesinin ilk cümlesi "261 inci maddeye göre ihtiyaten haczedilen mallar, ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmeden önce diğer bir alacaklı tarafından bu kanuna veya diğer kanunlara göre haczedilirse, ihtiyati haciz sahibi alacaklı, bu hacze 100 üncü maddedeki şartlar dairesinde kendiliğinden ve muvakkaten iştirak eder." hükmünü içermektedir. Buna göre ihtiyati haciz uygulatan alacaklı 100. maddedeki belgelere sahipse ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmeden önce konulan haciz, İcra İflas Kanunu'na göre veya başka herhangi bir kanuna (örneğin, 6183 sayılı Kanun'a) göre konulmuşsa bu hacze iştirak edecektir. Önce ihtiyati haciz uygulayan alacaklı 100. maddedeki belgelerden birine sahip değilse bu durumda kamu alacağından dolayı konulan hacze iştirak edemeyecek ve satış bedeli kamu idaresine ödenecektir. ...Bası, Ankara, 2005, sh. 54) Dairemizin 29.12.2011 tarih ve 1836 E, 2935 K; 24.05.2012 tarih ve 1290 E, 3646 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere; İİK'nın 100. maddesi, 268/1. madde hükmündeki istisna dışında, ancak bu kanuna göre yapılan icra takipleri bakımından uygulanabilir. Bir diğer ifade ile anılan düzenleme ile kamu alacaklarının takip ve tahsili için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre konulan hacizlere iştirak, kural olarak mümkün değildir. İhtiyati haczin kesin hacizlere iştirakini düzenleyen İİK’nun 268. maddesine göre önceki tarihli ihtiyati haczin, henüz kesinleşmediği bir dönemde, bir başka alacaklı tarafından konulan kesin hacze iştiraki için, aynı Yasa’nın 100. maddesindeki şartları da sağlaması gerekir.İlk haciz kamu alacağı için konulmuş bir haciz değil, diğer anlatımla 3. kişinin haczi ise bu hacze kamu alacağı, koşulları oluşmuş ise iştirak edebilir. Zira, 6183 sayılı Kanun'un 21/1. maddesinde; üçüncü şahıslar tarafından haczedilen malların paraya çevrilmesinden önce o mal üzerine kamu alacağı için haciz konulması halinde kamu alacağının hacze iştirak edeceği ve satış bedelinin garameten paylaştırılacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm kamu alacaklarının ilk hacze iştirakleri yönünden özel bir düzenleme olduğundan, İİK'nın 206. maddesi kamu alacaklarının hacze iştirak etmesinde uygulanmaz. Kamu alacağının hacze iştiraki açısından kamu alacağının niteliği ve ilk haczin dayandığı alacağın niteliği ile ilgili bir ayrım yapılmadığından, kamu alacağının ve ilk haczin dayandığı alacak hangi sebepten doğarsa doğsun kamu alacağı için satıştan önce haciz konulmuşsa ilk hacze iştirak eder. İİK'nın 140. maddesinin ikinci fıkrasında 206. maddeye atıf yapılmış ise de, bu maddedeki imtiyazların sadece aynı derecede hacze iştirak eden ve kamu alacağı sahibi olmayan alacaklılara karşı ileri sürülmesi mümkündür. Diğer bir deyişle, İİK'nın 206. maddesindeki imtiyazlar, (hacze iştirak hali hariç, İİK.m.100-101) haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvellerinde, sonraki tarihli haciz sahibi alacaklıyı önceki tarihli haciz sahibi alacaklının önüne geçiremez. Dairemizin 29.11.2013 tarih ve 6030 E., 7584 K. sayılı ilamı bu yöndedir.İşçi alacakları iflas halinde birinci sırada imtiyazlı ise de, hacze iştirak halinde İİK'nın 100. madesindeki sayılan koşullara sahip olmaması halinde haciz tarihi daha önce olan alacaklıların önüne geçemez.Bu durumda, mahkemece, şikayetçinin kanuni rehin niteliğindeki hapis hakkı sebebiyle işlemiş bir yıllık ve işlemekte olan altı aylık kira alacağının satış bedelinden öncelikle ödenmesi gerektiği, somut olayda şikayetçinin işlemiş on aylık ve işlemekte olan altı aylık kira alacağı için talepte bulunduğu gözetilerek şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken,...alacağının rehinli alacaklardan önce gelen alacaklardan olmadığı, işçi alacaklarının iflas halinde birinci sırada imtiyazlı olduğu, ancak hacze iştirak halinde İİK'nın 100. maddesindeki koşulların gözetilmesi gerektiği hususu gözardı edilerek yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olm..'ne yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer şikayet olunanlara yönelik temyiz itirazlarının k.abulü ile hükmün, şikayetçi yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.