M.. K.. ile M.. A.. aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kabulüne dair Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 14.02.2013 gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi M. Meltem Ecza Deposu Tic. A.Ş. İflas idaresi vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, dava konusu .. ada ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan iki katlı kargir mesken niteliğindeki yapının davacı tarafından yaptırıldığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Davalı yargılama oturumlarına katılmamış, savunmada bulunmamıştır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm; davalı M.. Meltem Ecza Deposu Tic. A.Ş. iflas idaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukuku'nda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir(HMK 114/1-h, 115 m.)Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir.Somut olaya gelince; Mahkemece, dava konusu muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmiş ise de, temyize konu olan bu davada taraflar arasında ortaklığın giderilmesi davası bulunmadığı, taşınmaz ve muhtesatın kamulaştırmaya konu olduğuna dair herhangi bir iddia, savunma, bilgi ve belge de bulunmadığı gibi dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın dosya içeriğinde bulunan tapu kaydına göre, davacının, tapu kayıt malikleri arasında bulunmadığı da dikkate alındığında, davacının muhdesatın tespiti davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı, bir başka deyişle dava şartının gerçekleşmediği dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerle anlaşılmıştır. Davacının dava konusu parsel üzerindeki 2 katlı bina yönünden tespit davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esası incelenerek hüküm kurulması doğru olmadığından, usul ve yasaya aykırı hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalı M.. Meltem Ecza Deposu Tic. A.Ş. iflas idaresi vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 3.073,75 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 03.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.