Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21381 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 8392 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : Uşak İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 06/11/2009NUMARASI : 2009/735-2009/794Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı SS.Uşak Esnaf ve Sanatkarlar Kefalet Kooperatifi vekili tarafından bonolara dayalı olarak 25.12.2003 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlular adına çıkarılan örnek 10 nolu ödeme emrinin bila tebliğ dönmesi üzerine, adı geçen alacaklı vekilinin 06.01.2004 tarihinde borçluların adreslerinin araştırılmasını talep ettiği, bu tarihten, yenileme talep edilen 08.09.2008 tarihine kadar icra takip dosyasında herhangi bir işlem yapılmadığı ve yenileme talebi üzerine borçlular adına gönderilen ödeme emri tebligat evraklarının da bila tebliğ iade edildiği anlaşılmıştır.Borçlular vekili icra mahkemesine 08.09.2009 tarihinde yaptığı başvurusunda, üç yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini ileri sürerek icranın geri bırakılmasını istemiştir. İtirazın yapıldığı tarih itibari ile henüz borçlulara tebliğ edilmiş bir ödeme emri ve haklarında kesinleşmiş bir icra takibi mevcut olmadığından, başvuru, bu hali ile, İİK.nun 169/a.maddesinde öngörülen takibin kesinleşmesinden önceki dönemde bonoların zamanaşımına uğradığı nedenine dayalıdır.İİK. nun 168/5.maddesi hükmü gereği borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Bir diğer anlatımla takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı İİK. nun 168/5.maddesi kapsamında olup bu maddeye göre 5 günlük sürede yapılması zorunludur.Buna göre, borçlulara örnek 10 nolu ödeme emri tebliğ edilmediğine göre, 08.09.2009 tarihinde yaptıkları zamanaşımı itirazının yasal 5 günlük sürede olduğunun kabulü gerekir.Öte yandan, borçluya “ödeme emri tebliğ edilemese” bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez. Her ne kadar borçlulara ödeme emri tebliğ edilmemiş ise de alacaklı vekilinin yargılamaya katılarak itirazın reddini talep ettiği ve bu nedenlerle, anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut bulunduğu görülmektedir.TTK. nun 690. maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 662. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler “dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi” şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. TTK. nun 663/2.maddesine göre ise, zamanaşımının kesilmesi ile kesildiği tarihten itibaren yeni bir süre işlemeye başlar.Somut olayda, 25.12.2003 tarihinde icra takibine başlanması ile zamanaşımı kesildikten sonra, alacaklı vekili tarafından 06.01.2004 tarihinde yapılan icra işlemi ile zamanaşımı süresi yeniden kesilmiş ve bu tarihte yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlamış olup, takibin yenilendiği 08.09.2008 tarihine kadar ise zamanaşımını kesecek nitelikte herhangi bir icra işlemi yapılmadığı tespit edilmiştir.Bu durumda, 06.01.2004 tarihinde yapılan icra işlemi ile 08.09.2008 tarihli yenileme arasında, TTK. nun 661.maddesinde öngörülen üç yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği anlaşıldığından, mahkemece borçluların zamanaşımı itirazının kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28/09/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.