Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.2-Davacı, davalı işverenin Dörtdivan Tesislerinde 18/01/2010 tarihinde işe başladığını, davalı işveren tarafından hakaretler edilmek sureti ile işine son verildiğini ileri sürerek bazı işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.Davalı, davacının istifa ederek işten ayrıldığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararları da bu yöndedir.Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41'inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir.Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68'inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.Somut olayda davacı 12 saat çalışıp 12 saat dinlenme esası ile çalıştığını iddia etmiş, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık beyanları da dikkate alınarak 12/24 sistemi ile çalıştığı değerlendirilerek buna göre fazla mesai alacağı hesabı yapılmıştır. Bu hesaplama doğrultusunda fazla mesaiye esas çalışma saatlerinin bir kısmının gece çalışmasına denk geldiği anlaşılmakla, gece çalışmasının hangi dönemde ve ne miktarda olduğuna ilişkin bilirkişi raporunda denetime elverişli olacak şekilde açıklık getirilmemiştir. Hüküm kurmaya elverişli nitelikte bulunmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması bozma nedenidir. Yapılacak iş, davacının kararı temyiz etmediği de dikkate alınarak davalı aleyhine olmayacak şekilde, mahkemece hükmedilen fazla mesai alacak miktarını aşmamak üzere, fazla mesai alacağı doğru bir şekilde hesaplattırılarak çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.3-Somut olayda dava konusu alacaklara uygulanan faizin başlangıç tarihi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacı 29/01/2014 harç tarihli ıslah dilekçesi ile talep sonucunu artırmış, mahkemece HMK gereği talep bir bütün olarak kısmi dava ile istenmekte olduğu gerekçesi ve HMK'nun kısmi davaya ilişkin esasları gereğince alacaklara ıslah tarihinden itibaren değil dava tarihinden itibaren faiz işletmiştir. Ancak mevcut dava belirsiz alacak davası olmayıp kısmi dava olarak açılmıştır. Dolayısı ile ıslah tarihinin faiz başlangıcında dikkate alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 20/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.