MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IA) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, davalı Şirkette 23.04.2013 tarihinden iş akdinin haksız feshedildiği 21.11.2013 tarihine kadar aralıksız olarak mafi operatörü olarak çalıştığını, feshe konu 15.11.2013 tarihinde yaşanan kazaya kendisinin sebebiyet vermediğini, işyerinde çalışma düzenine göre araçların limanın sol tarafından giriş yaptıklarını, sağ tarafından ise çıktıklarını, müvekkilinin hız limitini aşmadığını, 15 km hız ile soldan girdiğini, diğer sürücünün ters taraftan 35-40 km hızda olması ile kaza olduğunu, ön camdan fırladığını, kafasına 18 dikiş atıldığım, zarar ve hasarın diğer mafi operatöründe olduğunu, kazada tutanak tutulmadığını, ihtarnamede sebep olan kişinin başkası olduğu halde tüm hata ve sonuçlarının kendisine yüklenmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, belirtilen nedenlerle iş akdinin haklı veya geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, ....... vekili; davacının kıdemin 6 aydan az olduğu için iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağını, 4857 sayılı Yasanın 20. maddesinde belirtildiği gibi fesih bildiriminin 21.11.2013 tarihli olduğunu, 1 aylık hak düşürücü süreden sonra açıldığını, işyerinde 30 kişiden az işçi çalıştığını, esas yönünden de davacının iş akdi Kadıköy 23. Noterliğinin 21.11.2003 tarihli fesih bildirimi ile sona erdirildiğini, davacının kullandığı mafı ile başkasının aracına çarpması şeklinde şirketi maddi zarara uğrattığını, işyerindeki iş güvenliğini tehlikeye düşmesi nedeniyle iş akdinin 4857 sayılı Yasanın 25/II-ı maddesine göre haklı nedenle feshedildiğini, davacının sebebiyet verdiği kazada emniyet kemeri takmadığını, daha sonra yapılan ekspertiz raporu sonucu hasarın 32.000.00 TL olduğunu, kaza ile ilgili tutanak tutulduğunu, davacının imzaladığı iş sözleşmesi ile çıkartılacak yönetmelik, genelge ve talimatlara uymayı kabul ve taahhüt ettiğini, kendi ihmalinden kastından veya kusurundan kaynaklı olarak ekipmana hasar vermesi veya iş güvenliğini tehlikeye düşürmesi halinde iş akdinin bildirimsiz ve tazminatsız olarak haklı nedenle feshedileceğini kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, işyerine ilişkin kurallara aykırı hareket ettiğini ve hasar ve kayba uğrattığını, bu nedenle yapılan feshin haklı ve geçerli nedenlere dayandığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.Davalı ...... vekili; davacının işvereni olmadığını, yardımcı iş niteliğindeki nakliye hizmetlerinin diğer davalı ....... tarafından ifa edildiğini, dava açıldıktan sonra diğer davalıdan temin edilen bilgi ve belgelere göre 23.04.2013 tarihinde diğer davalının bünyesinde mafi (çekici) operatörü (şoför) olarak işe başladığını, davacının işyerinde çalışma mevzuatı ve işveren tarafından belirlenmiş bulunan çalışma şartlarına ve iş disiplinine iş sağlığı ve iş güvenliği kurallarına işveren tarafından çıkartılmış ve çıkartılacak olan yönetmelik, genelge, sirküler, talimat gibi düzenlemelere uymayı kabul etmesine rağmen 03.08.2013 tarihinde maddi hasarlı kazaya karıştığını, kazada emniyet kemeri takmadığını, dar bir sahada hızlı manevra yaparak arkasından gelen trafiği de kontrol etmeyerek başka bir araca çarptığını, bu kaza neticesinde davacının yaralandığını, diğer davalı şirketin yapmış olduğu değerlendirme sonucunda iş sözleşmesinin haklı nedenlerle feshine karar verildiğini, ihtarname çekildiğini, diğer davalı ...... tarafından yapılan fesih hukuka uygun olduğu gibi kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an aksi düşünülse dahi davalı Şirketlerinin davacının işvereni olmadığından aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkeme, davacının 03.08.2013 tarihinde işyerinde mafi operatörü şoförü olarak çalışırken maddi hasarlı kazanın meydana geldiği, kazaya ilişkin kusur ve hasar tespit tutanaklarının olay anında tutulmadığı, olay anına ilişkin görüntülerin yeterli olmadığı, meydana gelen kazada davacının İ.K. 25/II-ı maddesine göre kendi isteği veya savsaması sonucu doğuracak bir eyleminin bulunmadığından iş akdinin bu olaya dayalı olarak feshinin haksız olduğu, davacının işe iadesi gerektiği, her iki davalının davacının işçilik haklarından sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.D) Temyiz:Kararı davalılar temyiz etmiştir.E) Gerekçe:4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.İşçinin davranışlarına dayanan fesih, her şeyden önce, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edilmesini şart koşmaktadır. Bu itibarla, önce işçiye somut olarak hangi sözleşmesel yükümlülüğün yüklendiği belirlendiği, daha sonra işçinin, hangi davranışı ile somut sözleşme yükümlülüğünü ihlal ettiğinin eksiksiz olarak tespit edilmesi gerekir. Şüphesiz, işçinin iş sözleşmesinin ihlali işverene derhal feshetme hakkını verecek ağırlıkta olmadığı da bu bağlamda incelenmelidir. Daha sonra ise, işçinin isteseydi yükümlülüğünü somut olarak ihlal etmekten kaçınabilip kaçınamayacağının belirlenmesi gerekir. İşçinin somut olarak tespit edilmiş sözleşme ihlali nedeniyle işverenin işletmesel menfaatlerinin zarar görmüş olması şarttır.İşçinin yükümlülüklerinin kapsamı bireysel ve toplu iş sözleşmesi ile yasal düzenlemelerde belirlenmiştir. İşçinin kusurlu olarak (kasden veya ihmalle) sebebiyet verdiği sözleşme ihlalleri, sözleşmenin feshi açısından önem kazanır. Geçerli fesih sebebinden bahsedilebilmesi için, işçinin sözleşmesel yükümlülüklerini mutlaka kasıtlı ihlal etmesi şart değildir. Göstermesi gereken özen yükümlülüğünün ihlal edilerek ihmali davranış ile ihlali yeterlidir. Buna karşılık, işçinin kusuruna dayanmayan davranışları, kural olarak işverene işçinin davranışlarına dayanarak sözleşmeyi feshetme hakkı vermez. Kusurun derecesi, iş sözleşmesinin feshinden sonra iş ilişkisinin arzedebileceği olumsuzluklara ilişkin yapılan tahminî teşhislerde ve menfaatlerin tartılıp dengelenmesinde rol oynayacaktır.İşçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir.İşçinin iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini kusurlu olarak ihlal ettiğini işveren ispat etmekle yükümlüdür.Yan yükümlere itaat borcu, günümüzde dürüstlük kuralından çıkarılmaktadır. Buna göre, iş görme edimi dürüstlük kuralının gerektirdiği şekilde ifa edilmelidir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesih sebebi, işçinin kusurlu bir davranışını şart koşar.4857 sayılı İş Kanununun 25 II- ( ı ) bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, başka eşya ya da maddelere 30 günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu hususu düzenlenmiştir. İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması halinde işverenin haklı ve geçerli fesih imkânı olmadığı gibi, işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarı da bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır. 30 günlük ücreti tutarında bir zarar yoksa iş sözleşmesinin feshi haklı neden olarak kabul edilmemelidir. Ancak 30 günlük ücretten az bir meydana gelmekle birlikte, işçinin bu davranışı işyerinde olumsuzluklara neden olmuş ve iş ilişkisinin sürdürülmesi işveren açısından önemli ölçüde beklenmez bir hal almış ise feshin geçerli nedene dayandığının kabulü gerekir.Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının herhangi farkı bulunmamaktadır. İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir(Dairemizin 12.05.2008 gün ve 2007/35921 Esas, 2008/12018 Karar sayılı ilamı).Dosya içeriğine göre, davalı işyerinde mafi operatörü olarak çalışan davacının, çalışma esnasında kullandığı mafi aracı ile kaza yaptığı, bu kaza sebebi ile işverenin zarara uğradığı ve iş güvenliğinin tehlikeye girdiği sabittir. Buna göre işveren feshi en azından geçerli nedene dayanmakla birlikte haklı fesih savunması ilerde açılması muhtemel alacak davasında tartışılabileceğinden sonuca etkili değildir. Bu nedenle işveren feshinin geçerli nedene dayandığının kabulü ile davanın reddi gerekir.4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.F) Hüküm :Yukarda açıklanan gerekçe ile;1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,2. Davanın REDDİNE,3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalıların yaptığı ( 400 ) TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,Kesin olarak 10/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.