MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılığa teşebbüsDolandırıcılığa teşebbüs suçundan verilen mahkumiyet hükmü sanık tarafından temyiz olunmakla, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Kendisini .............. şirketinde çalışan .......... olarak tanıtan, kaza geçiren patronu ............. için adak kurbanı kestirtmek istediklerini söyleyen ve oraya ön kapılarında şirket ünvanı basılı kiralık araç ile................. .. gelip, görevli katılan ile diyalog kuran sanığın, önceden bastırttığı kartvizite adını kullandığı telefon numarasını da yazıp, adak kurbanı bulunması ve kesilmesi hususunda ondan yardım talep etmesi, parasının havale edileceğini, kesildiğinde yarısının yurda bağışlanacağını, yarısını ise başka ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere gelip alacağını söyleyip oradan ayrılmasını müteakip, kuşkulanan katılanın durumu polise iletmesi sonrasında akşam saatlerinde yurda tekrar geldiğinde yakalanması şeklinde sübut bulan eyleminin dolandırıcılığa teşebbüs suçunu oluşturduğunu takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamasında aşağıdaki bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma-kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılması gerektiğine, verilen cezanın yersiz olduğuna ilişen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Temel hapis cezası alt sınırdan takdir ve tayin olunduğu halde, aynı gerekçeye dayanılarak, adli para cezasının belirlenmesine esas alınan temel tam gün birim sayısının asgari hadden ayrılarak tayini suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması,2-TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine" ilişkin hak yoksunluğunun koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanabileceğinin nazara alınmaması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasının birinci paragrafındaki “365”; ikinci paragrafındaki “273” ve dördüncü paragrafındaki “5.460,00” rakamlarının çıkartılarak yerlerine sırasıyla “5”; “3” ve “60" rakamları yazılmak ve TCK'nın 53.maddesinin tatbikine ilişkin yedinci paragrafın hükümden çıkartılıp yerine "sanığın, TCK'nın 53/3.maddesi uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" paragrafı yazılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.