Tebliğname No : K.Y.B - 2014/281699Bankada hesabı bulunan kişinin kimlik bilgilerinin tespit edilmemesi suretiyle 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun'un 3/1. maddesine aykırılıktan kabahatli H.. K..'nın anılan Kanun'un 13/2 ve 28, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 17 ve 22. maddeleri gereğince 2.311,00 Türk lirası idari para cezası ile cezalandırılmasına dair Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığının 21/07/2011 ve 10765 karar numaralı idari yaptırım kararına yönelik itirazın kabulü ile idari yaptırım kararının kaldırılmasına dair Milas 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 27/01/2012 tarihli ve 2011/335 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 09/07/2014 gün ve 47450 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/09/2014 gün ve KYB. 2014/281699 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.Mezkür ihbarnamede;Dosya kapsamına göre;1-Milas 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/02/201 1 tarihli ve 2012/43 değişik iş sayılı kararına yönelik yapılan incelemede;5326 sayılı Kabahatler Kanunu'na 28/10. maddesinde yer alan "Üçbin Türk Lirası dahil idari para cezalarına karşı başvuru üzerine verilen kararlar kesindir." hükmü nazara alındığında, kabahatli hakkında uygulanan 2.311,00 Türk lirası idari para cezasına yönelik başvurunun kabulü ile idari yaptırım kararının kaldırılmasına dair Milas 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/01/2012 tarihli ve 2011/335 değişik iş sayılı kararının kesin nitelikte olmasına rağmen kanun yolunun yanlış gösterilmesi sonucu yapılan itiraz üzerine Milas 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/02/2012 tarihli ve 2012/43 değişik iş sayılı kararı ile ilk kararda belirtildiği gibi tekrardan idari yaptırım kararının iptal ne karar verilmesinde,2-Milas 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/01/2012 tarihli ve 2011/335 değişik iş sayılı kararına yönelik yapılan incelemede:5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun'un 3. maddesindeki “Yükümlüler, kendileri nezdinde yapılan veya aracılık ettikleri işlemlerde işlem yapılmadan önce, işlem yapanlar ile nam veya hesaplarına işlem yapılanların kimliklerini tespit etmek zorundadır. Kimlik tespitine esas belge nevilerini belirlemeye Bakanlık yetkili olup, kimlik tespitini gerektiren işlem türleri, bunların parasal sınırları ve konuyla ilgili diğer usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir” hükmü, aynı Kanun’un 13/2 maddesindeki “Bu Kanunun 3 üncü maddesi ile 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan yükümlülüklere uyulmaması durumunda yükümlülüğü yerine getirmeyen görevliye de ayrıca ikibin Türk Lirası idari para cezası verilir” hükmü, ayrıca Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Yönetmeliğinin 5 maddesinin" Yükümlüler; a)Sürekli iş ilişkisi tesisinde tutar gözetmeksizin, b)İşlem tutarı ya da birbiriyle bağlantılı birden fazla işlemin toplam tutarı yirmibin TL veya üzerinde olduğunda, kimliğe ilişkin bilgileri almak ve bu bilgilerin doğruluğunu teyit etmek suretiyle müşterilerinin ve müşterileri adına veya hesabına hareket edenlerin kimliğini tespit etmek zorundadır" hükmü karşısında idari para cezası konu eylemin tüm unsurları ile gerçekleştiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden Milas 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 06.02.2012 gün ve 2012/43 değişik iş sayılı ve Milas 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 27.01.2012 gün ve 2011/335 değişik iş sayılı kararlarının CMK'nun 309.maddesi uyarınca, aleyhe tesir etmemek üzere BOZULMASINA, 15.12.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.