Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinin kesinleşmesinden sonra oluşan zamanaşımı nedeniyle borçlu tarafından İİK. nun 71 ve 33-a maddeleri uyarınca icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır.Takip dayanağı belgeler, kambiyo senedi niteliğinde çek olduğundan, olaya çeklerin ibraz sürelerinin dolduğu tarih itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’ nun 726 ve 730. maddesi göndermesi 661, 662 ve 663.maddelerinin uygulanması gerekir. Borçlar Kanunu’nun 133.maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan ve T.T.K.’nun 690.maddesi gereğince bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 662. maddesinde zaman aşımını kesen sebepler” dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi” şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır.Öte yandan, alacaklı tarafından yapılan icra takip işlemleri de zamanaşımını keser. TTK. nun 663/2.maddesine göre ise, zamanaşımının kesilmesi ile kesildiği tarihten itibaren yeni bir süre işlemeye başlar. TTK. nun 663/2.maddesine göre ise, zamanaşımının kesilmesi ile kesildiği tarihten itibaren yeni bir süre işlemeye başlar.Somut olayda, icra takip dosyasının incelenmesinde, borçlunun üçüncü kişi Sosyal Güvenlik Kurumu’nda bulunan alacakları üzerine konulan haciz dolayısıyla anılan kurum tarafından 01.04.2008 tarihinde 715.802,00 TL. 22.04.2008 tarihinde ise 613.000,00 TL. icra dosyasına para gönderildiği, 28.04.2008 tarihli hesap tablosunda dosya alacağının 633.423,00 TL. olarak hesaplandığı, 22.05.2008 tarihli sıra cetvelinde ise dosya alacağının birinci sırada yer alıp, dosya alacağının tamamen karşılandığı, ancak sıra cetveline Ankara 12.İcra Mahkemesinin 2008/517-1166 sayılı dosyası ile 03.06.2008 tarihinde itiraz edildiği, 21.11.2008 tarihli karar ile sıra cetvelinin iptaline karar verildiği, bu karar doğrultusunda Ankara 5.İcra Müdürlüğü’nün 2007/10916 esas sayılı dosyasından 06.05.2011 tarihinde yeniden sıra cetveli yapıldığı ve dosya alacağının paranın geliş tarihi itibariyle 633.423,00 TL olmasına karşın bu dosya için 511.521,25 TL ayrıldığı ve bu miktarın 09.05.2011 tarihinde icra dosyasına geldiği ve aynı tarihte alacaklı vekiline ödendiği görülmüştür.Şu hale göre 22.04.2008 tarihinde haciz yoluyla yapılan tahsilat sonucu o tarih itibariyle alacaklının dosya alacağı tamamen karşılandığından, bu tarihten sonra icra takipişlemlerini sürdürmesi beklenemeyeceği gibi söz konusu da olamaz. Dolayısıyla bu tarihten itibaren zamanaşımı süresinin de işlemesi mümkün değildir. Bir diğer ifade ile 22.04.2008 tarihinde zamanaşımı süresi duracaktır. Ancak, 06.05.2011 tarihinde yapılan sıra cetvelinde yapılan tahsilatın dosya alacağını tamamen karşılamadığı anlaşıldığına göre, alacaklı, bu sıra cetvelini öğrendiği tarihten itibaren takibe devam etmesi gerekeceğinden, anılan tarihten itibaren, zamanaşımı süresi kaldığı yerden işlemeye başlar.Bu durumda, alacaklının sıra cetvelini öğrendiği 09.05.2011 tarihinden itibaren zamanaşımı süresi kaldığı yerden işlemeye başlayacağından ve bu tarihten icra mahkemesine başvurunun yapıldığı 14.09.2012 tarihine kadar alacaklı tarafından icra takip dosyasında zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığından, takip dayanağı çekin ibraz süresinin dolduğu tarih itibariyle uygulanması gereken 6762 Sayılı TTK. nun 726.maddesinde öngörülen altı aylık zamanaşımı süresi geçtiğinden, mahkemenin zamanaşımı itirazının kabulü ile icranın geri bırakılmasına ilişkin kararı yukarıda açıklanan nedenlerle doğru olduğundan, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değil ise de;İcra takip dosyasında borçlunun üçüncü kişi Sosyal Güvenlik Kurumu’nda bulunan alacakları üzerine haciz konulduğu ve bu paraların dosyaya gönderilmesi üzerine paylaştırma safhasına geçildiği, daha sonra da dosyadan konulmuş herhangi bir haczin bulunmadığı görülmektedir. Borçlunun üçüncü kişide bulunan alacakları İİK. nun 106/2.maddesi uyarınca taşınır hükmünde olup, haczedilen paranın icra dosyasına gelmesi paraya çevrilme gibi düşünülmelidir. Buna göre üçüncü kişi nezdinde haczedilen paraların icra dosyasına gelmesi ile haciz paraya çevrilmiş olacağından, sona bulacaktır. Şikayet tarihi itibariyle ortada bir haciz bulunmadığına göre, haczin kaldırılmasına ilişkin talebin de konusu yoktur.Kaldı ki icra takip dosyasında haciz bulunsa bile İİK'nun 33/a-2. maddesi uyarınca; “Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder.” Buna göre icra mahkemesince zamanaşımı itirazının kabulüne karar verilmesi ile icra takibi son bulur. Ancak, bunun için alacaklının İİK'nun 33/a-2.maddesine göre yedi gün içinde dava açıp açmayacağı beklenmelidir. Dava için madde de öngörülen yedi günlük sürenin bitimine kadar icra takibi olduğu yerde durur. Alacaklı bu süre içinde dava açarsa, bu davanın sonucuna kadar takip durmaya devam eder. Alacaklı bu davayı kazanır ise duran icra takibine devam edilir. Kaybetmesi veya yedi gün içinde dava açmaması halinde ise icranın geri bırakılması kararı, takibin iptaline ilişkin sonuçları doğurur. Bir diğer anlatımla dosyada mevcut hacizler kalkar. Buna göre anılan süreç tamamlanmadan icranın geri bırakılması kararı ile birlikte hacizlerin de kaldırılmasına karar verilemez.O halde mahkemece zamanaşımı itirazının kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmekle yetinilmesi gerekirken, hacizlerin de kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.