Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2100 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 25726 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlunun süresinde yetkiye ve borca itirazda bulunduğu genel haciz yolu ile ilamsız takipte alacaklı vekilinin, borçlunun itirazlarının kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu; mahkemece Dairemizin 2013/30886-38329 sayılı bozma ilamına uyulmasının ardından borca itirazın kaldırılması hakkında inceleme yapılarak karar verildiği görülmektedir.Genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, İİK'nun 62. maddesine göre yapılan itiraz İİK.nun 66. maddesi gereğince takibi durdurur. Alacaklı, takibin devamını sağlamak için, icra mahkemesinden, İİK.nun 68. maddesi kapsamında "itirazın kendisine tebliğinden" itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir.Somut olayda mahkemece, Dairemiz bozma ilamından önce verilen 16.08.2013 tarihli 2013/59-80 sayılı kararda, alacaklının yapmış olduğu genel haciz yolu ile ilamsız takip nedeniyle, İİK'nun 68. maddesi kapsamında açmış olduğu “itirazın kaldırılması” talebi hakkında yargılama yapılmamış olup, bozma ilamında da belirtildiği üzere, sanki borçlunun (ilama dayalı ya da kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte olduğu gibi) doğrudan mahkemeye yapmış olduğu itiraz varmış gibi yargılama yapılarak hüküm verilmiş ve bu nedenle alacaklı tarafından talep edilen itirazın kaldırılması hakkında karar verilmemiş olduğu tespit edildiğinden, gerekli yargılama yapılarak İİK'nun 68.maddesi kapsamında itirazın kaldırılması talebinin reddine ya da itirazın kesin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, borçlunun itirazında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz ettiği dikkate alındığında, öncelikle incelenmesi gereken yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında inceleme yapılmadan ve bu konuda karar verilmeden, doğrudan borca itirazın kaldırılması istemi incelenerek karar verilmesi isabetsizdir. O halde mahkemece yapılacak iş, alacaklının, yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında karar verilerek şayet borçlunun yetki itirazı yerinde ise alacaklının isteminin reddine; aksi halde yetki itirazı kaldırıldıktan sonra borca itirazın incelenmesine geçilerek oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.Öte yandan, inceleme konusu uyuşmazlık, İİK'nun 68/a maddesi gereğince itirazınkaldırılması olduğuna göre, itirazın iptali olarak nitelendirilip hüküm kurulması da yerinde değildir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.