Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2097 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 10787 - Esas Yıl 2010





Beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak suçlarından sanık A'nın yapılan yargılaması sonunda, atılı suçlardan mahkumiyetine dair, Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 11.03.2010 gün ve 2007/76 E. 2010/93 K. Sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık ve müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evraki Yargıtay C.Başsavcılığı'ndan 25.10.2010 tarihli tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:Delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanık ve müdafiin temyiz itirazlarının reddiyle sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak suçundan kurulan usul ve kanuna uygun olan mahkumiyet hükmünün tebliğname gibi ONANMASINA,Sanık hakkında beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükme gelince;Yapılan yargılamaya toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Adli Tıp Kurumu Kanunu'nun 7 ve 23. maddeleri gereğince usulüne uygun olarak teşekkül etmeyen İhtisas Kurulu raporuna dayanılarak TCK'nın 103/6 maddesinin uygulanması,Kabule göre,Sanığın zincirleme biçimde kasten işlediği cinsel istismar suçunun neticesi sonucu gerçekleşen ve sorumluluğu için en az taksir derecesinde bir kusurunun bulunması gereken TCK'nın 103. maddesinin 6. fıkrasındaki suçun ağırlaşmış halinin teselsül edemeyeceği zincirleme biçimde gerçekleşen eylemlerin 103/6. maddeden önceki fıkralardaki hallerin olması nedeniyle 43. madde uyarınca yapılacak artırımın 103/6. madde ile tayin olunan ceza üzerinden değil bu maddenin tatbikinden önce bulunan ceza miktarı üzerinden yapılması ve 103/6. maddeyle belirlenen cezaya eklenmesi gerektiği gözetilmeyerek sanığa fazla ceza tayin edilmesi,Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Yasa'nın 8/1.maddesi de gözetilerek CMUK'un 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.