Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20854 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 25894 - Esas Yıl 2012





Davacı vekili, müvekkilinin 1985 yılında endüstri mühendisi olarak iş başladığını,07.06.2000 tarihinden itibaren işyükü planlama kısım amiri olarak görev yaptığını, onaylı kısım amiri kadrosuna göre mühendis üsteğmen olduğunu, kısım amiri sıfatından kaynaklanan tüm görevleri yüklendiğini, Harb-İş Sendikası üyesi olduğunu, kısım amiri sıfatından kaynaklanan tüm görevleri ifa etmesine rağmen 18-19-20. dönem TİS İdareci Primi'nin kendisine ödenmediğini, TİS 67. madde gereği A Gru İdareci olduğunun görüldüğünü, 69. madde gereği A grubu idarecilere saat ücretinin %14'ü oranında idareci primi verilmesi gerektiğini, ancak ödenmediğini, bu durumu ilettiğinde kadrosunun subay olması sebebi ile olumsuz cevap verildiğini, kısım amirliğine atanan subayın atama tarihi olan 15.09.2006 tarihine kadar bu görevi prim almadan sürdürdüğünü ileri sürerek, A grubu idarecilik primi alması gerektiğinin tespiti ile 09.10.2002-15.09.2006 tarihleri arasında ödenmeyen 8.000,00 TL prim alacağının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, talebini ıslah ederek artırmıştır.Davalı vekili; davacının görev yerinin görülen lüzum üzerine iş yükü kısım amirliği olarak değil, tamirlik malzeme iş yükü yöneticisi olarak değiştirildiğini, TİS 65.madde son fıkrası gereğince İşçi İdareciliğinin en yakın amirlerinin yoksa işveren vekilinin onayı ile kesinleştiğini, oanysız bir aydan fazla idarecilik verilemeyeceğini, yazılı onayın gerekli şart olarak arandığını, davacının dosyasında yapılan incelemede böyle bir onayın olmadığını, TİS gereği yönergeye uygun yapılmayan görevlendirmenin hiçbir hukuki değerinin olmayacağını, kendisine bağlı hiçbir kısım, bölüm ve ünite bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davacının iş yükü planlama kısmının amiri olduğu, davacıya cihaz-imalat ve tamirlik olmak üzere üç birimin bağlı olduğunu TİS hükmü gereği birden fazla işyeri ünitesinin şefi olarak çalıştığı, TİS hükümlerinden yararlanması gerektiği gerekçesiyle bilirkişi raporu doğr-ltusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.Taraflar arasında, davacının TİS 67. maddesinde belirtilen idareci, şef sayılıp sayılmayacağı, buna bağlı olarak TİS 69. maddesince idareci primine hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur.İşyerinde geçerli olan 18-19 ve 20. dönem TİS'lerinin göre 67. maddesinde, “A grubu işçi olarak işyerinde kendisine bağlanan birden fazla işyeri ünitesini, kısmını, grubunu, yönetim, denetim, koordine ve kontrolü ile gerektğinde eğitimi yönünden sorumlu kılınan işçi idarecilerdir. Bunlara şef denir.”, 69.maddesinde, “İdari prim mikrarı yönünden 67. madde A grubu idareciler olarak tanımlannan işçi idarecilere bu görevde ve işbaşında kaldıkları saat başına bulundukları saat saat ücretinin %14'ü kadar idareci primi verilir”, 65. maddesinde, “işçi idareciliğien yakın amirlerinin yoksa vekillerinin teklifi ve vekilinin yazılı onayı ile kesinleşir, ancak onaysız bir aydan fazla idarecilik görevi verilemez”, hükümleri düzenlenmiştir.Somut olayda, davacı işyeri planlama kısmının amiri olarak çalıştığını ve kendisine bağlı üç ünitenin olduğunu ileri sürmüş, davacı da tanıkları bu durumu daoğrulamış ise de, dosyaya sunulan işyeri belgelerinde davacının işyeri planlama kısmı amiri olarak imzalarının bulunduğu, işyerinde organizasyon şemasında ise işyeri planlama kısmına bağlı ünite bulnmadığı görülmüş olup, bu kısma bağlı üniteler olup olmadığı anlaşılmamıştır.Mahkemece, teknik bilirkişi ile işyerinde keşif yapılarak, davacının 09.10.2002-14.09.2006 tarihleri arasında işeri belgelerine göre hangi birimde görev yaptığı, kısım amiri olduğunu iddia ettiği işyükü planlama kısmında alt ünitelerin olup olmadığı, işyeri işleyişinin ve davacının uyuşmazlık döneminde fiili çalışma durumunun nasıl olduğu, fiili durum ile işyeri organizasyon şemasının uyumlu olup olmadığı belirlendikten sonra, davacının TİS 67. maddesi kapsamında idareci olup olmadığı 69. maddeye göre prim alacağına hak kazanıp kazanmadığı tesbit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hesap bilirkişisinin dosya üzerinden inceleme yaparak hazırladığı yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.SONUÇTemyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 04.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.