Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20853 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 34741 - Esas Yıl 2014





Tebliğname No : 2 - 2014/143969MAHKEMESİ : İstanbul 55. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 12/12/2013NUMARASI : 2011/141 (E) ve 2013/613 (K)SUÇ : HırsızlıkMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:I-Sanık F.. G.. hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;15/01/2014 tarihinde tebliğ edilen hükmü, 1412 sayılı CMUK'nın 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 23/01/2014 tarihinde temyiz eden sanık müdafiinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,II-Sanık A.. B.. hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Müşteki H..'ın işlettiği mağazadan 522 TL tutarında gözlük, müşteki E..'in işlettiği mağazadan 1559 TL tutarında parfümler, müşteki S..'nın işlettiği mağazadan 249 TL tutarında elbise, müşteki S..'ın işlettiği mağazadan 225 TL tutarında triko çalan sanıkların her bir müştekiden çaldıkları eşyaların değerlerinin farklı olması, çalınan eşyaların değerlerinin çok yüksek olmaması, suçun işleniş biçiminde herhangi bir özellik bulunmamasına rağmen yerel mahkemece sadece müşteki H..'ın işyerinde kamera olmadığı beyanına dayanılarak diğer müştekilerinde işyerlerinde kamera olmadığı tahmininin gerekçeye yansıtılıp dosyada olmayan bir delile dayanılıp sanıkların özellikle kamera olmayan işyerlerini seçip hırsızlık eylemlerini gerçekleştirdikleri , bu şekilde “sanıkların oluşa göre suçları işleyiş biçimleri ve bu biçimlere vücut veren kasta dayalı kusurlarının ağırlıkları gözetilerek alt sınırdan uzaklaşılmış” şeklinde dosyada oluşa uygun olmayan bir gerekçeyle 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken en üst orandan her eylem için aynı hükmün kurulması,2-Sanıkların müşteki S..'ın işlettiği mağazadan çıkarken göz takibine alınıp bir süre sonra yakalandıkları, sanıkların diğer eylemlerinin tamamlandığı ancak bu eylemlerinin teşebbüs aşamasında kaldığı, 5237 sayılı TCK'nın 35/2. maddesinde belirlenen meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığına göre suç yolunda katedilen mesafe dikkate alınarak 1/2 oranından daha yüksek bir oranda indirim yapılması gerekirken gerekçesiz olarak yazılı şekilde karar verilmesi,3-Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1. fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık A.. B.. ve müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozmanın kararı süresinde temyiz etmeyen sanık F.. G..'e sirayetine, 24/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.