MAHKEMESİ : Çeşme Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/01/2014NUMARASI : 2013/166-2014/31Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, erken tahliye nedeniyle mahrum kalınan kira tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkiline ait olan taşınmazda 21.03.2013 başlangıç tarihli iki yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olan davalının, kira sözleşmesi hükümlerine aykırı davranarak kira sözleşmesini tek taraflı olarak hukuken geçerli bir neden olmaksızın haksız olarak feshettiğini, davalının kiralananın asansörünün yasal mevzuata uygun olmadığı ve kiralananda muayenehane açamayacağı iddiasının gerçek olmadığını, davalının kira sözleşmesinin akdinden sonra ... Hastanesi'nden iş teklifi aldığını ve bu nedenle sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, davalı kiracının ... Devlet Hastanesi'nde yıllarca çalıştığını, başhekimlik dahi yaptığını, kiralananın konumunu ve durumunu yıllardan beri bildiğini, kira sözleşmesini akdetmeden önce de kiralananı gezip gördüğünü, değerlendirme yaptıktan sonra kiralamaya karar verdiğini, davalının kiralananı araştırdığını içinde yapılacak değişiklikler için mimarıyla görüştüğünü ve en sonunda taşınmazı kiralamaya karar vererek kira sözleşmesini yaptığını, erken tahliye nedeniyle uğramış olduğu zararın giderilmesi gerektiğini belirterek taşınmazı kiraya verebileceği makul bir süre olan 4 aylık kira bedeli olan 12.000,00-TL 'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin kiralananı muayene olarak kullanmak için ve kiralananda bulunan asansörü normal bir asansör olarak düşünerek kiraladığını, asansörü açtırınca asansörün yük asansörü olduğunu öğrendiğini, bunun normal bir asansör haline getirilmesi için 31.000 TL masraf yapılması gerektiğinin tespit edildiğini, bu durumun davacıya bildirildiğinde asansörün yapımına katkıda bulunamayacağını belirttiğini, bunun üzerine müvekkilinin anahtarı davacıya teslim ettiğini, 26.3.2013 tarihinde ihtarname keşide ederek sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, daha sonra Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/9 D.İş. Sayılı dosyasıyla tevdi mahalli talep ederek anahtarı 27.3.2013 tarihinde mahkemeye teslim ettiğini, kiralananda asansör olmamasının önemli ayıp olduğunu ve bu ayıbın müvekkilinin kiralananı kiralama amacının yerine getirmesini imkansız kıldığını, iş yerine ruhsat almasının imkansız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece kira başlangıç tarihi ile fesih tarihi arasında 3 gün olduğu, taşınmazın anahtarının 2013/9 D.iş sayılı dosyasına kiralama amacına uygun hale getirilmeksizin teslim edildiği, kiracının taşınmazı kullanmaya başlamaksızın mücbir sebep nedeniyle sözleşmeyi feshettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Taraflar arasında 21.03.2013 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli yazılı kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı kiralananı ve kiralananda bulunan asansörün niteliğini görerek ve mevcut durumu kabul ederek davacıyla kira sözleşmesi akdettiğinden, sonradan asansörün yük asansörü olduğu, bu haliyle kiralanandaki asansörün kiralama amacını yerine getirmesini imkansız kıldığı gerekçesiyle sözleşmeyi 26.03.2013 tarihli ihtarname ile feshetmesi ve 29.03.2013 tarihinde anahtarı tevdi mahalline teslim etmesi haksızdır. Davalı kiracı, kira süresi sona ermeden, kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshederek, kiralananı tahliye ettiğinde, kural olarak kira süresinin sonuna kadar olan kira parasından sorumludur. Buna karşın davacı kiraya verenin de, kendi üzerine düşen görevi yapması, kiralananın yeniden kiraya verilebilmesi için gayret göstermesi, böylece zararın artmasını önlemesi, TBK’nun 114. maddesinin yollaması ile aynı kanunun 52. maddesi hükmü gereğidir. Bu durumda davacının zararı, tahliye tarihinden itibaren kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibarettir. Mahkemece, mahallinde keşif yapılıp, uzman bilirkişi aracılığıyla, kiralananın cinsi, özellikleri, konumu, bu nitelikte bir taşınmaza o bölgede duyulan ihtiyacın derecesi ve somut olaya özgü başka diğer özellikler çerçevesinde, kiralayanın gereken çabayı göstermesi halinde kiralananı aynı koşullarla yeniden hangi süre içerisinde kiraya verebileceği, eş söyleyişle, aynı koşullarla yeniden kiralama için gereken makul sürenin ne olduğu, Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla saptanmalıdır. Mahkemece yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde inceleme yapılarak anahtar teslim tarihi olan 29.03.2013 tarihinden itibaren yeniden kiraya verilme süresi olan makul sürenin belirlenmesi, belirlenen bu makul süre kadar davalının kira bedelinden sorumlu olacağı kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde davanın reddi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyizedene iadesine, 14.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.