Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 208 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3448 - Esas Yıl 2014





Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil... ve... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 19.03.2013 gün ve 617/135 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi kayyım Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacılar vekili, TMK 713/2 maddesi uyarınca dava konusu 62 ada 19 parselin tapu kaydının kısmen iptali ile vekil edenler adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanun'un açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nun 713/2 maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, “aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya yirmi yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir” hükmüne yer verilmiştir. Kanun maddesinde de açıkça yazılı olduğu üzere, yazılı her üç neden ayrı davaların konusudur.Kanun maddesinde yazılı her üç neden ispat koşulları nedeniyle ayrı davaların konusudur. Bu nedenle öncelikle davacının davasını TMK'nun 713/2 maddesinde bulunan hukuki sebeplerden hangisine dayandırdığının açıklattırılması ve dayanılan dava sebebine göre taraf teşkilinden sonra taraf delillerinin toplanması, bundan sonra oluşacak duruma göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu husus açıklattırılmadan karar verilmesin doğru olmamıştır.Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.