Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20679 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11643 - Esas Yıl 2014





E.. H.. ile Ü.. E.. aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair İstanbul Anadolu 15. Aile Mahkemesi'nden verilen 03.03.2014 gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı E. vekili, davalı eş adına kayıtlı ... ada ...parselde bulunan .. nolu bağımsız bölüm, 05.01.2011 tarihli dilekçede belirtilen muhtelif giyim ve çeyiz eşyaları ile muhtelif ziynet eşyaları nedeniyle 53.458,00-TL'nin yasal faiziyle davalıdan tahsilini istemiş, ıslahla talebini 82.523,00-TL'ye yükseltmiş ve 05.03.2013 tarihli dilekçe ile ıslahla artırılan 29.065,00-TL'nin 24.686,00-TL'sinden feragat etmiştir.Davalı Ünsal vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, 33.470,42-TL'nin karar tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, muhtelif çeyiz eşyaları ve notebook bilgisayarlara ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine hüküm; davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin dava konusu muhtelif çeyiz eşyaları ve notebook bilgisayarlara ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir(6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı ile eşya ve ziynet alacağı isteklerine ilişkindir.Tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir.Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur. Sonra bulunan bu kredi borç oranının, taşınmazın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilir. Tespit edilen bu oranın, taşınmazın tasfiye tarihindeki(karara en yakın) sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarı belirlenir. Bu ilke ve esaslara göre saptanan taşınmazın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulur.Buna göre; öncelikle, tasfiyeye konu taşınmazın satın alma bedeli, bunun kredi ile ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye(karara en yakın) tarihindeki sürüm(rayiç) değeri ayrı ayrı belirlenmelidir.Açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, taşınmazın satın alınmasına ilişkin akit tablosuyla birlikte tapu kaydı, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri malvarlıklarına ilişkin sair belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmalıdır. Bu çözümde kullanılacak belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden oluşan kurulundan da yardım alınmalıdır.Somut olaya gelince; eşler, 24.05.2008 tarihinde evlenmiş, 09.07.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir(TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202.m). Tasfiyeye konu 6 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 20.02.2009 tarihinde kısmen kredi ile satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m). Mahkemece dava konusu bağımsız bölüm üzerinde keşif yapılmaksızın mülk bilirkişisi tarafından dosya üzerinde inceleme yapılarak taşınmazın değeri belirlenmişse de; mahkemece mahallinde keşif yapılarak taşınmazın tasfiye tarihindeki (karara en yakın) sürüm(rayiç) değerinin tespit edilmesi gerekmektedir.Dosya arasında bulunan 16.07.2013 tarihli hesap bilirkişi raporu ile mahkemece hükme esas alınan 06.12.2013 tarihli hesap bilirkişi raporu arasında bağımsız bölüme ilişkin olarak belirlenen değer artış payı alacağı ile artık değere katılma alacağı miktarları yönünden çelişki bulunması nedeniyle mahkemece, bankacı,mali müşavir ve hukukçu bilirkişiden oluşan 3 (üç) kişilik yeni bir bilirkişi kurulu oluşturularak hesaplama yapılırken yukarıda belirtilen ilkeler de dikkate alınmak suretiyle dosyada bulunan iki hesap bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi gerekmektedir.Bundan ayrı, davacı vekili tarafından ibraz edilen ıslah ve feragat dilekçeleri nazara alındığında bağımsız bölüme ilişkin talebin 31.129,00-TL olmasına rağmen mahkemece HMK'nun 26.maddesi anlamında taleple bağlılık ilkesine aykırı olacak şekilde talebin aşılarak 33.470,42-TL'ye hükmedildiği, ayrıca 05.01.2011 tarihli dilekçede açıklanan iki adet pırlanta yüzük ile muhtelif ziynet eşyaları hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmadığı belirlenmiştir.Mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca yapılacak inceleme ve araştırma sonucu belirlenen değerin hüküm altına alınması, hüküm kurulurken talep miktarına dikkat edilmesi, ayrıca iki adet pırlanta yüzük ile muhtelif ziynet eşyaları yönünden taraf delilleri uyarınca olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.-//-SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) nolu bentte gösterilen nedenle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacının muhtelif çeyiz eşyaları ve notebook bilgisayara ilişkin temyiz itirazlarının yukarıda (1.) nolu bentte gösterilen nedenle reddine, bozma nedenine göre davalı vekilinin vekalet ücreti ile yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 25,20 TL peşin harcın istek halinde davacıya, 1.118,60 TL peşin harcında istek halinde davalıya iadesine 18.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.