Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2066 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 33250 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından, borçlu hakkında 06.02.2002 tarihinde genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, takibin kesinleştiği, borçlunun 05.07.2012 tarihinde icra müdürlüğüne müracaat ile 13.03.2012 tarihli adi yazılı ibranameyi ibraz ettiği, icra müdürüğünce ibraname alacaklıya tebliğ edilerek buna karşı beyanda bulunmadığı takdirde ibranameyi kabul etmiş sayılacağının muhtıra ile ihtar edildiği, alacaklının muhtıraya cevap vermediği, borçlunun hacizlerin kaldırılması talebi üzerine, icra müdürlüğünce hem süresinde satış istenmediği, hem de borçlu tarafından ibraz edilen ibranameye karşı alacaklının beyanda veya itirazda bulunmadığı gerekçesiyle, dosyanın harici tahsil nedeni ile işlemden kaldırılmasına ve hacizlerin de fekkine karar verildiği, icra müdürlüğünün bu kararına karşı alacaklının kendisine yapılan bir ödeme olmadığı iddiası ile icra mahkemesine şikayette bulunduğu, mahkemece harici tahsil nedeni ile müdürlük kararında usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.İİK.nun 71/1. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir. Bu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere itfa şikayetinin noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı mümkün olup, bu yöndeki müracaatın icra mahkemesine yapılması kanun gereğidir.Somut olayda, borçlu, adi yazılı ibranameye dayanarak icra mahkemesine başvuruda bulunmaksızın doğrudan icra müdürlüğüne müracaat etmiş, icra müdürlüğünce ibraname alacaklıya tebliğ edilerek, 7 gün içinde beyanda bulunmadığı takdirde ibranameyi kabul etmiş sayılacağı ihtar edilmiştir. Her ne kadar alacaklı tarafından ihtarlı davetiye tebliğine rağmen ibranameye karşı beyanda bulunulmamış ise de, İİK' nun 71/1. maddesi hükmüne uygun olarak borçlunun icra mahkemesine müracaatı bulunmadığı gibi, alacaklının da icra müdürlüğünde açıkça ibranameyi kabul yönünde beyanı olmadığından, muhtıraya karşı alacaklının cevap vermemesi ikrar anlamına gelmez.O halde, mahkemece, icra müdürlüğünün harici tahsil nedeni ile dosyanın işlemden kaldırılması ve hacizlerin fekki yönündeki kararının iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.