İ.. B.. ile N.. B.. (Altın) ve Y.. B.. aralarındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının reddine dair İznik Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 03.10.2013 gün ve 396/219 sayılı hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili taraflarından ayrı ayrı süresinde istenilmiş ise de; duruşma isteğinin pul yokluğundan reddine karar verilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, müvekkili ile davalıların İznik İlçesi, E.. Mahallesi, .. ada, .. parsel sayılı taşınmazın müştereken maliki olduklarını, müvekkilinin diğer hissedarların izin ve muvafakatıyla dava konusu taşınmazda 2008 yılında inşaata başladığını, binadaki temel ve 8 adet daireyi kendi gücü ve parasıyla yaptırdığını ve tümünün mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunu, davalı N.. B.. vekilinin İznik Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/239 Esas sayılı dosyasına verdiği dilekçesinde S.. B..'un payına düşen iki daire üzerinde miras hissesinden kaynaklı mülkiyete malik olduğunu iddia ettiğini, bunun neticesinde müvekkiline muhdesat hakkında tespit davası açması için 10 günlük süre verildiğini ve iş bu davanın açıldığını, yapılan inşaatta S.. B..'un katkısının olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığı, tüm harcamaların müvekkiline ait olduğunu bu nedenlerle tüm masrafların müvekkili tarafından yapıldığına ve 8 adet dairenin mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunun tapuya işlenmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, müvekkili S.. B..'un taşınmaz üzerinde miras hissesi ve üzerindeki binanın yapılmasında maddi katkı ve emek gücü nedeni ile hak sahibi olduğunu, S.. B..'un diğer mirasçılardan L.. B.. ve B.. B..'a ait olan hisse bedellerini ödemek sureti ile bu hisselere malik olduğunu ancak davacı İ.. B..'a olan güveninden dolayı bu hisseleri aldığı vekaletname ile kardeşi davacı İ.. B..'a devrettiğini, bu hisselerin devri S.. B..'un hisselerde hak sahipliğinin söz konusu olduğunu, diğer müvekkili Nurşen Bulut'un ise babası S.. B..'tan mülkiyeti devralmış olması nedeni ile aynı doğrultuda muhdesatın tapu hissesi ve bina üzerinde mülkiyet hakkına sahip olduğunu, dava konusu binanın 1. ve 3. nolu dairelerinde N.. B..'un malik olduğunu, tüm bu hususların tespitini, bu dairelerdeki mülkiyet haklarının tespitini, bu durumun tapuya işlenmesine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, hisse sahibi davalı Nurşen Bulut'un hissesi oranında binada hak sahipliği olduğundan davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili ve davalılar vekili tarafından ayrı, ayrı esastan ve vekalet ücreti yönünden bozulması için temyiz edilmiştir.Dava, .. ada ...parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 8 adet daire bulunan binanın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Davacı taşınmaz üzerindeki binada bulunan 8 adet olan tüm dairelerinin kendisine ait olduğunu bildirmiştir. Davalılar taşınmazdaki tapu payı oranında 1 ve 3 nolu dairelerin kendilerine ait olduğunu savunmuşlardır. Mahkemece 1 ve 3 nolu dairelerin davalı Nurşen Bulut'a tapu payı oranında ait olması nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.Dava konusu yapılan .. ada.. nolu parsel üzerindeki 8 adet daireden davalının hak iddia ettiği 1 ve 3 nolu daireler dışındaki diğer 6 adet daire konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Hatta bu söz konusu 6 adet daire konusunda davalıların kabul beyanları dahi bulunmaktadır. Davalılar vekili 12.09.2013 tarihli duruşmada “müvekkillerimin 1 ve 3 nolu daire olarak bilinen 2 adet daire üzerinde mülkiyet iddiası vardır, diğer dairelerin davacıya ait olduğunu zaten kabul ediyoruz, bu konuda bir çekişme ve uyuşmazlık yoktur.” beyanında bulunmuştur. Davalı N.. B.. yine aynı duruşmada bu beyanı kabul ettiğini bildirmiştir. Bu durumda uyuşmazlık dava konusu 1 ve 3 nolu daire olarak bilinen 2 adet daire üzerindedir. Diğer 6 adet dairenin davacıya ait olduğu açık bir şekilde kabul edildiğinden dava konusu değildir.Dosya kapsamından davacı tarafın dava dilekçesinde ve 09.02.2012 tarihli tanık ve delil bildirimi dilekçesinde ve sair delillere dayandığı ve bu sair delillerin yemin delilini de kapsadığı için davacının yemin deliline de dayandığı anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece bu husus göz ardı edilerek yemin teklifi hatırlatılmadan karar verilmiştir. T.C. Anayasası'nın 36. maddesinde, herkes meşru vasıta ve yollarla mahkemelerde iddia ve savunma hakkına sahiptir. Yine 4721 sayılı TMK 6. maddesine göre, iddia eden iddiasını ispatla mükelleftir. Davacının iddiasını ispat bakımından yemin deliline de dayandığı anlaşıldığına göre, öncelikle davacı tarafa yemin teklif hakkını kullanmak isteyip istemediğinin sorulması, davacı taraf yemin teklif hakkını kullanmak istediği takdirde usulüne uygun biçimde davalının HUMK'nun 337 (HMK. 227. vd.) maddesi gereğince davet edilmesi ve HMK'nun yemine ilişkin hükümleri dikkate alınarak usulüne uygun bir biçimde yemin teklifini kabul ettiği taktirde davalının yeminli beyanının alınması ve elde edilecek sonuca göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek 1 ve 3 nolu daireler yönünden sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken mahkemece bu gerekliliğe uyulmadan yasal ve yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine şimdilik yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılara ayrı ayrı iadelerine, 10.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.