MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Sanığın, mağdura iat iş yeri dış kısmında bulunan klimanın ara bakır kablosunu çaldığının anlaşılması karşısında; hakkında 5237 sayılı Yasanın 142/1-b maddesi yerine aynı yasanın 142/1-e maddesiyle hüküm kurulması, sonuç cezayı değişmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.Mağdurun aşamalarda alınan beyanlarında zararının giderilmediğini ve polis merkezinde gördüğü ara kablonun da kendisine ait olmadığını belirtmesi ve sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama koşulları oluşmadığı halde TCK'nın 168/1. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayin edilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış; oluşa ve dosya içeriğine göre mağdurun kolluk aşamasında alınan ifadesinde iş yerini 19:30 sıralarında kapatarak ayrıldığını, sabahleyin 08:00 sıralarında döndüğünde hırsızlık olduğunu anladığını ifade ettiği, suç tarihinde güneşin saat 18:18 battığı ve aynı zamanda yaz saati uygulaması olduğu, sanığında savunmasında 18:30 sıralarında suçu işlediğini beyan etmesi karşısında, atılı suçun gece sayılan vakitte gerçekleştiğinin kesin olarak belli olmaması nedeniyle, “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereğince eylemin gündüz vakti işlendiğinin kabulü ile hüküm kurulması gerekirken, atılı suçtan kurulan hükümde TCK'nın 143. maddesi uyarınca artırım yapılmak suretiyle fazla ceza tayin edilmiş ise de; sonuç cezanın 142/1-b ve 62. maddeleri gereğince neticeten 1 yıl 8 ay olarak belirleneceğinden, aksi halde sanığın; önceki yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkan hafif sonuç cezadan, ikinci kez mahkumiyetin sonuçlarını da kapsayacak şekilde yararlandırılmasını sağlayacak, sanığa daha önce bir kez tanınmış olan atıfet genişletilmek suretiyle hakkaniyete aykırı sonuçların doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin zedelenmesine yol açılmış olacağından, yapılan uygulama sanık lehine kabul edilmiş ve bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 Sayılı TCK 53. madde 1. fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün” çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.