Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2052 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1218 - Esas Yıl 2015





İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalılardan H.. K.. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Davacı alacaklının, borçlu davalılar hakkında, kira alacağı nedeniyle tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibine, davalı borçluların itiraz etmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davalıların itirazlarının kaldırılmasına, tahliyeye ve tazminata karar verilmesi üzerine karar davalı kefil vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dayandıkları belgelere temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere, kiracının ... Eğitim, İnşaat, Elektrik, Matbaa, Kırtasiye, Temizlik Maddeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğunun anlaşılmasına göre tahliyeye yönelik temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun tahliye kararının onanmasına,2- Davalı kefilin itirazın kaldırılmasına yönelik temyiz itirazlarına gelince ;Davada dayanılan ve karara esas alınan 01.03.2013 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu kira sözleşmesini davalı H.. K.. müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır. TBK 583 maddesinde "Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır." hükmü bulunmaktadır. Takibe konu kira sözleşmesinde TBK'nun 583.maddesinde belirtilen şekil şartına uyulmadığından kefalet sözleşmesi geçersizdir. Bu durumda mahkemece davalı kefil hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle tahliyeye yönelik temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın tahliyeye yönelik kısmının ONANMASINA, yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı kefilin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK'nın 428 ve İİK'nın 366.maddesi uyarınca kararın alacağa ilişkin kısmının davalı kefil yönünden BOZULMASINA ve onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına 02.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.