Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20446 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15795 - Esas Yıl 2015





Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : DAZKIRI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/10/2012NUMARASI : 2012/41-2012/190Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili dava dilekçesinde; davalı A.. E..' ın, muris babaları A.... E....... 2. eşi olduğunu, diğer davalı 1994 doğumlu Enes' in ise, murisin gayri resmi eşi Cennet' ten doğma çocuğu olduğunu, Cennet' in doğumdan 8 ay sonra ölümü ile murisin davalı Ayşe ile birlikte yaşamaya başladığını, ilk eşi Ayşe' nin 06.04.2002 tarihinde ölümü ile davalı ile evlendiğini, davalı Ayşe' nin, diğer davalı Enes' i evlat edindiğini, murisin davalı Ayşe' nin bakımına muhtaç durumda olduğunu, davalının zorlaması ve baskısı ile Dazkırı Noterliği'nce düzenlenen 07.02.2000 tarih ve 212 yevmiye numaralı vasiyetname ile aynı noterlikçe düzenlenen 22.08.2006 tarih, 1553 yevmiye numaralı vasiyetnameleri yaptığını, 2 vasiyetnamenin de zorlama ve manevi cebirle düzenlendiğini belirterek vasiyetnamelerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı Ayşe vekili cevap dilekçesinde; murisin Türkiye'ye kesin dönüş yaptıktan sonra müvekkili ile birlikte yaşamaya başladığını, hiç çocuğunun olmadığını, bu nedenle kendisinin miras bırakanın Cennet' ten doğan 1994 doğumlu, oğlu Enes'i evlat edindiğini, miras bırakana bakmak, ihtiyaçlarını gidermek şartıyla "zorla" vasiyet imzalattığı iddiasının doğru olmadığını, miras bırakana çok iyi baktığını, onunla çok iyi geçindiğini, bu yüzden de uzun süreli bir evliliklerinin olduğunu savunarak davanın reddine istemiştir.Mahkemece; muris A.... E.......'ın resmi şekilde yapılan vasiyetnamelerinin Dazkırı Sulh Hukuk Mahkemesinin 29/07/2011 tarihli celsesinde açıldığı, iptal davasının ise dava tarihinin 21/09/2012 olduğunu, vasiyetnamenin iptali için öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.TMK'nun 595.maddesi gereğince; mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hakimine teslimi zorunlu olup, vasiyetname teslimden başlayarak bir ay içinde açılır ve ilgililere okunur. Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar.Vasiyetnamenin iptali davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihli şerhini içerir onaylı sureti getirtilerek, dosya içine konulması gerekir.Somut olayda; dava konusu vasiyetnamelerden, 22.08.2006 tarih, 1553 yevmiye numaralı vasiyetnamenin Dazkırı Sulh Hukuk Mahkemesi 2014/204 E.- 2014/258 K. Sayılı ilamı ile açılıp okunduğunun 21.11.2014 tarihli karar ile tespit edildiği, kararın 31.03.2015 tarihinde kesinleştiği, iptal davasının ise 21.03.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, Dazkırı Noterliği'nce düzenlenen 22.08.2006 tarih 1553 yevmiye numaralı vasiyetname yönünden davanın süresi içerisinde açıldığının kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli olmamıştır.Öte yandan, iptali talep olunan Dazkırı Noterliği'nce düzenlenen 07.02.2000 tarih, 212 yevmiye numaralı ve 22.08.2006 tarih, 1553 yevmiye numaralı iki adet vasiyetname olduğu halde, mahkemece, yalnız 22.08.2006 tarih, 1553 yevmiye numaralı vasiyetnamenin açılmasına ilişkin Dazkırı Sulh Hukuk Mahkemesi 2014/204 E.- 2014/258 K. Sayılı dosyasının incelendiği, iptali talep olunan diğer ( 07.02.2000 tarih ve 212 yevmiye numaralı) vasiyetnamenin açılıp açılmadığı, açılmışsa, açılma kararının kesinleşme tarihi araştırılmadan her 2 vasiyetname yönünden davanın reddine karar verilmiş olması da hatalıdır.O halde, Dazkırı Sulh Hukuk Mahkemesi 2014/204 E.- 2014/258 K. Sayılı ilamı ie açıldığı tespit edilen, Dazkırı Noterliği'nce düzenlenen 22.08.2006 tarih, 1553 yevmiye numaralı vasiyetname yönünden iptal davasının süresinde açıldığının kabulü ile, yargılamaya devam edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması; Dazkırı Noterliği'nce düzenlenen 07.02.2000 tarih, 212 yevmiye numaralı vasiyetname yönünden ise açılıp açılmadığının, açılmışsa kararın kesinleşme tarihi araştırılarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.