Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2027 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 824 - Esas Yıl 2015





DAVA: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. KARAR: Dava, iktisap ve yeniden inşa nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, Müvekkilinin davalının kiracı olarak oturduğu taşınmazı 13.2.2013 tarihinde satın aldığını, süresinde ihtiyaç nedenine dayalı ihtar tebliğine rağmen davalının taşınmazı tahliye etmediğini, anılan binanın 25.2.2013 tarihli Safranbolu belediyesi tarafından yıkım kararı bulunduğunu belirterek davalının kiralanandan tahliyesini istemiştir. Davalı vekili ise, davacının inşaat yapım yükümlüğüne girdiğini, tapuda satış olarak gösterilmiş ise de işlem satış değil kat karşılığı yapım sözleşmesi nedeniyle intikal ettiğini, işlemin muvazaalı olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, davacı kira başlangıç tarihi olarak 15.2.2012 tarihini belirtmiş ise de kira sözleşmesinde başlangıç tarihi 15.5.2011 tarihi olduğunu, davacı bir bildirimde bulunmadığından sözleşmenin süresiz hale geldiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Türk Borçlar Kanununun 350/2. maddesi hükmü uyarınca kiralananın yeniden inşa veya imar amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi nedeniyle açılacak davalarda dava hakkı kural olarak kiraya verene aittir. Ancak kiraya veren durumunda olmayan malikin de bu davaları açabileceği içtihaden kabul edilmiştir. Kiralanan paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği halinde ise tüm ortakların davaya katılmaları gerekir. Bu koşullar birlikte dava açma şeklinde gerçekleşebileceği gibi bir paydaş tarafından açılan davaya sonradan diğer paydaşların onaylarının alınması şeklinde de sağlanabilir. Elbirliği mülkiyetinde, ortakların katılımları sağlanamaz ise miras bırakanın terekesine temsilci atanması sağlanarak temsilci huzuruyla dava yürütülür. Dava hakkına ilişkin olan bu hususların mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Davanın hukuksal dayanağı 6098 sayılı TBK konut ve çatılı iş yeri kiraları hakkında kanunun 350/2 maddesinde düzenlenen yeniden inşaat sebebine dayalı tahliyedir. Davacının kat karşılığı inşaat sözleşmesi karşılığında dava konusu yeri 13.2.2013 tarihinde iktisap ettiği ve davayı yeni malik sıfatıyla açtığına göre davanın açılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Yapılan işlemin muvazaalı olduğuna ilişkin iddianın bu dosya içinde çözümlenmesi mümkün değildir. Davacı dava dilekçesinde dava konusu taşınmazı yıkıp yeniden inşaat yapmak üzere taşınmaza ihtiyacının olduğunu belirtmesi, kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile inşaat yapma yükümlülüğü altına girmesi ve kiralananın belediye tarafından yıkım kararı alması tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Yeniden inşaat nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için dava konusu yere ait onaylı projenin sunulması ve bu projenin dava konusu yere ait olup olmadığının keşfen belirlenmesi gerekir. Mahkemece yapılacak iş onaylı projenin ibrazının istenmesi, ibraz edildikten sonra mahallinde uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılması, projenin yerine uygulanması bilirkişilerden denetime elverişli rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken değerlendirmede hataya düşülerek eksik inceleme sonucu yazılı şekilde tahliyeye karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün bozulmasına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 02.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.