MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇA SÜRÜKLENENÇOCUK : ...SUÇ : Irza geçmeHÜKÜM : MahkûmiyetDÜŞÜNCE : Bozma ve düşmeİlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:Katılan mağdur vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;Kovuşturma evresinde beyanının alındığı 05.10.2005 tarihi itibariyle onsekiz yaşını doldurmuş olan mağdurun ifadesinde suça sürüklenen çocuktan şikayetçi olduğunu ancak davaya katılmak istemediğini belirtmesi karşısında, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen mağdur vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı olmadığı gibi mahkemece önceden verilen katılma kararı da hukuki değerden yoksun bulunduğundan, vâki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,Suça sürüklenen çocuk müdafiin temyiz isteminin incelenmesine gelince;5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinin sekizinci fıkrasında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı ve aynı maddenin onbirinci fıkrasında, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi halinde mahkemece hükmün açıklanacağı düzenlenmiş olup, duran zamanaşımının, denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen hükümlülük kararının keşinleşmesi koşuluyla ikinci suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı kabul edilerek yapılan incelemede;11.03.2011 tarihli karar ile suça sürüklenen çocuk hakkında ırza geçme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına ve suça sürüklenen çocuğun üç yıl denetim süresine tâbi tutulmasına karar verildiği, anılan kararın 21.03.2011 tarihinde kesinleşmesinden sonra 28.01.2013 tarihinde kasıtlı yeni bir suçun işlendiği ve bu suçtan verilen mahkûmiyet kararının kesinleştiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 21.03.2011 tarihinden ikinci suçun işlendiği 28.01.2013 tarihine kadar dava zamanaşımının 1 yıl 10 ay 7 günlük süre boyunca durduğu, suç tarihinde oniki-onbeş yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun oluşa uygun olarak işlediği kabul edilen ırza geçme suçunun 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesi gereğince zamanaşımı süresi yönünden lehe olup 5237 sayılı TCK'nın 103/2. maddesinde düzenlenen çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçuna uyduğu ve öngörülen cezasının üst sınırı itibariyle aynı Kanunun 66/1-d, 66/2, 67/4. maddelerinde belirtilen 11 yıl 3 aylık asli ve ilave dava zamanaşımı süresine tâbi bulunması karşısında, duran zamanaşımı süresinin eklenmesinden sonra suç tarihi olan 18.08.2001 ile inceleme tarihi arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK'nın 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri gözetilerek hükmün 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının aynı Kanunun 322 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca zamanaşımı sebebiyle DÜŞMESİNE, 02.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.