Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2023 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18206 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti ve Alacak... ile ... ve ... aralarındaki muhdesatın tespiti ve alacak davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen .... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalılardan ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı ... vekili, davacının, dava konusu ... ada ... parsel üzerindeki 2 katlı binanın yapılmasına, ağaçların dikilmesine çalışma ve gelirleriyle katkıda bulunduğunu, taşınmazın 1992 yılında ölen ortak muris adına kayıtlı olduğunu, muhdesat üzerindeki katkısı nedeniyle 1/2, miras payı nedeniyle 1/4 oranında alacağı bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 50.000 TL'nin davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.Davalılardan ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuş, davalı ... ise, davayı kabul ettiğini bildirmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı Ayşe vekili ile davalı Hüsamettin vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu ... ada ... parsel, 16.03.1988 tarihinde imar yoluyla paylı mülkiyet şeklinde miras bırakan ... ... ve ... Belediye'si adına tescil edilmiş, ... payı 28.03.1988 tarihinde bağış nedeniyle, ... Belediye'si payı 27.09.1988 tarihinde satış nedeniyle davalı ... adına tescil edilmiştir.Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hâkime aittir (6100 s.lı HMK 33 m).İddianın ileri sürülüş şekline göre dava; ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı payı alacağı ve miras hakkına dayalı alacak isteğine ilişkindir.Mal rejiminin tasfiyesinde katkı payı alacağı istenebilmesi için, mal rejiminin devamı süresince edinilen malların, mal rejiminin sona erdiği tarihte mevcut olması gerekir. (TMK.235/1) Halbuki miras bırakan ... Öztin, 09.12.1992 tarihinde ölmüş, dava konusu parsel üzerindeki pay murisin ölümünden yaklaşık 5 yıl kadar önce 16.03.1988 tarihinde bağış yoluyla müşterek çocuk ...'e devredilmiştir. Parsel üzerindeki bina ise miras bırakanın sağlığında yapılmıştır. Davacı vekili, devrin muvazaalı olduğunu.//..ileri sürmüştür. Mal rejiminin sona erdiği tarihte, dava konusu taşınmaz miras bırakan üzerinde kayıtlı bulunmadığından, başka bir anlatımla; tasfiyeye tabi mal mevcut olmadığından mahkemece tasfiye alacağı yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Davacının miras nedeniyle alacak isteğine gelince; mahkemece taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın tereke malı olduğu kabul edilerek bina değeri dikkate alınmak suretiyle davacının 1/4 miras payı karşılığı 18.480 TL'nin davalı Hüsamettin'den alınmasına karar verilmiştir. Ne var ki; dava konusu taşınmaz ve üzerindeki bina ortak muris ... 'in ölüm tarihi itibarı ile terekeye ait bir mal niteliğinde olmayıp. 1988 yılında bağış yoluyla davalı ...'e devredilmiştir. Taşınmaz, miras bırakan tarafından sağlığında bağış yoluyla elden çıkarıldığından dava konusu parsel, tereke malı olmayıp taşınmaz üzerinde davacı da dâhil tüm mirasçıların miras hakkı olmadığı gibi davalılardan ...'nin davayı kabul etmiş olmasının da sonuca etkisi bulunmamaktadır. O halde; davanın bu nedenlerle tümden reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonunda yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz tüm itirazlarının reddine, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 1.578,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılardan ...'e iadesine, 09.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.