Taraflar arasındaki “iştirak nafakasının artırılması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 29.03.2012 gün ve 2011/658 E. 2012/265 K. sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 26.09.2012 gün ve 2012/13649 E. 2012/19945 K. sayılı ilamı ile;( ...Davada, boşanma davasında müşterek çocuk için hükmedilen 150 TL iştirak nafakasının yetersiz kalması nedeniyle 1000 TL'ye arttırılması talep edilmiştir.Davalı, yeniden evlendiği,düzenli bir işi ve sabit bir geliri olmadığı, nafaka arttırılacak olursa ödeyemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile daha evvel hükmedilen 150 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 395 TL'ye arttırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.TMK.nun 330. maddesindeki düzenleme, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir şeklindedir.TMK'nun 331.maddesi uyarınca da; durumun değişmesi halinde hakim nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir.Somut olayda; davacının bekar olup, bir şirkette 900 TL ücretle çalıştığı, oturduğu evin babasına ait olduğu, müşterek çocuğun 2001 doğumlu olup, ilköğretim okulunda öğrenci olduğu, davalının ise işçi olup 680 TL ücretle çalıştığı, evli olup babasına ait evde oturduğu anlaşılmıştır.Mahkemece, davalının gelir-gideri ile orantısız şekilde yüksek nafakaya hükmedilmiştir.Mahkemece yapılacak iş; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE 12 aylık ortalama artış oranı nazara alınmak suretiyle, TMK’nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktara hükmetmekten ibarettir…)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: Davalı vekiliHUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, 30.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.