MAHKEMESİ : Menderes 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 05/06/2013NUMARASI : 2012/396-2013/349S. D.ve müşterekleri ile Y.. A.. aralarındaki tapu iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi, yıkım ve tazminat davasının reddine dair Menderes 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 05.06.2013 gün ve 396/349 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacılar vekili, kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenine dayanarak 381 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına tesciline karar verilmesini, bunun mümkün olmaması halinde üzerindeki yapının değerinin arsa değerinden fazla olması nedeniyle temliken tesciline, bu isteklerinin de kabul görmemesi durumunda muhtesatın rayiç bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine, hüküm; davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Yerel mahkemenin 03.03.2010 günlü ilk hükmünün temyizi üzerine Dairece; özetle “…tapu iptali ve tescil isteklerinin reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun bulunduğu, tazminat isteğinin reddine ilişkin hükmün ise davacı R.. K..’ya ilişkin bölümü bakımından isabetli bulunduğu, davacılar S.. D.. ve H.. S.. ‘ın tazminat istekleri yönünden ise; kötü niyetli bulunduklarının sabit olduğu, TMK'nun 723/3. maddesinin değerlendirilmesi gerektiği halde mahkemece bu yönde olumlu olumsuz bir karar verilmeden kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı” hususlarından bozma sevk edilmiştir. Davalı vekilinin karar düzeltme isteği reddolmuş, bozma kapsamı kesinleşmiştir. Mahkemece 26.09.2012 günlü yargılama oturumunda bozmaya uyma kararı verilmiştir. Bozmaya uyulmakla taraflar leh ve aleyhine usuli kazanılmış hak doğar. Ayrıca mahkemece bozma kapsamı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak hüküm kurma yükümlülüğü ortaya çıkar.Mahallinde keşif yapılarak taraf tanıkları dinlenmiş, ziraatçı ve teknik uzman bilirkişilerden rapor alınarak dosya arasına konulmuştur. Ne var ki mahkeme ilk kararında olduğu gibi davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar vermiştir.Şu halde; Mahkemece bozma kararına uyulduğuna göre, bu aşamadan sonra bozma gerekçeleri çerçevesinde hüküm kurulması gerekirken, ilk hükümde olduğu gibi kesin hüküm olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.Davacılar vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.