Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı ve davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:K A R A RDavacı 3. kişi vekili borçlu N. C. aleyhine yapılan takip nedeniyle 03/04/2013 tarihinde müvekkiline ait iş yerinde bulunan bir kısım menkul malların haczedildiğini, haczedilen tüm malların müvekkiline ait olması nedeniyle davanın kabulü ile haczin kaldırılması, davalı alacaklının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı alacaklı, davacı tarafın haczedilen malların kendisine ait olduğunu ispat edebilmek için vergi levhası ve borçlu ile aralarında düzenlenmiş olan 2 adet fatura ve "Sözleşmedir" başlıklı adi yazılı belge ve bir adet banka dekontu ibraz ettiğini, hacizden çok kısa bir önceki tarihi taşıyan vergi levhasının tek başına istihkak iddiasını ispatlamaya yeterli olmadığını, yine faturaların haczedilen mallarla alakalı olmayıp "Sözleşmedir" başlıklı belgenin de takibin başlamasından çok kısa bir süre öncesine ait olduğunu ve davacının iddiasını ispata elverişli olmadığını, devir işleminin danışıklı olduğunu, bu nedenle davanın reddine ve dava değerinin %20'sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, işyerinin takibe konu borcun doğumundan hemen sonra 05/02/2013 tarihinde devralındığı ve bu durumun alacaklılardan mal kaçırma amacına yönelik danışıklı iş yeri devri niteliğinde olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı 3.kişi ve davalı alacaklı vekilleri temyiz etmiştir.Dava, İİK’nun 96. maddesi uyarınca 3. kişi tarafından açılan İSTİHKAK davası niteliğindedir.1-Davacı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; tarafların iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine,2-Davalı alacaklı vekilinin vekalet ücreti yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde; davanın esasına yönelik ret kararı verildiğine göre, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise, onun üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Belirtilen bu hususlar dikkate alınmadan davalı alacaklı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur.Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarına gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’nun 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin vekalet ücretinin nispi olarak hesaplanması gerektiğine ilişkin temyiz itirazının kabulüne ve hüküm fıkrasının 4. bendinin '' AAÜT uyarınca 440,00 TL vekalet ücretinin'' ibaresinin çıkartılarak yerine; '' mahcuzların değeri üzerinden nispi olarak hesaplanan 1500 TL vekalet ücretinin'' ibaresi yazılmak suretiyle hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde davalıya iadesine, 24,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 3,40 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.