Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2005 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13530 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kabulüne dair ... 2. Aile Mahkemesi'nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı ... vekili, evlilik birliği içinde tarafların tasarrufları ile 1996-97 yıllarında kurulan konut yapı kooperatifine üye olup dairenin ödemelerini tamamladıklarını, öncesinde davacı üye iken tamamlanma aşamasına gelindiğinde üyeliği davalıya devrettiğini, aidatlar yanında tüm harcamaları davacının kendi geliri ile yaptığını açıklayarak taşınmazın TMK’nun ilgili hükümlerine göre belirlenecek değerinin 2/3’ü tutarındaki katkı payı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, dava değerini 80.000 TL olarak göstermiştir.Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın edinme tarihinin 2003 yılı ve taraflar arasında geçerli rejimin, edinilmiş mallara katılma rejimi olduğunu, davacının 1/2 oranda talepte bulunabileceğini, tasfiyede tarafların evlilik birliğindeki tüm maddi değerlerinin hesaplanarak bunun 1/2 oranda paylaştırılması gerektiğini, davacının gelirini bankada biriktirdiğini ve bu paranın yarısının davalıya ait olduğunu, bu miktar dikkate alındığında davacının taşınmaz bakımından talepte bulunamayacağını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.Mahkemenin davanın reddine yönelik ilk kararı, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairenin ... tarih ... sayılı ilamı ile bozulmuş, bozmaya uyularak verilen ... tarihli ikinci karar taraflarca temyiz edilmiş, Daire'nin ... tarih .... sayılı ilamı ile yine bozma sevk edilmiştir. Mahkeme son kararında davacının davasının kısmen kabulüne, 21.856 TL. katılma alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar vermiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar 03.09.1991 tarihinde evlenmiş, 27.08.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 14.04.2011 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK'nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olmuştur (TMK'nun 202, 4722 sayılı Yasa'nın 10.m.)../.1-Dosya kapsamına dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda deliller de değerlendirilerek karar verildiğine, kısmen bağış kabul edilen kısım da dikkate alınarak yapılan hesaplama ve hükmedilen miktar da bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Dava 80.000 TL dava değeri üzerinden harcı ödenerek açılmış; yapılan yargılama sonunda 21.856 TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş; ancak reddedilen bölüm yönünden mahkemece davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Bu nedenle reddedilen bölüm yönünden Mahkemece davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olmuş; hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte gösterilen sebeple davalının temyiz itirazı yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün reddedilen bölümle ilgili vekalet ücreti yönünden davalı yararına 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının ise yukarıda (1) nolu bentte gösterilen sebeplerle reddine, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 373,25 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 09.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.