Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20027 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15104 - Esas Yıl 2015





Hırsızlık suçundan sanık ...'in 765 sayılı TCK'nın 493/1 ve 81/2. maddeleri uyarınca 5 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 23.03.2006 tarih ve 2004/311 esas, 2006/130 karar sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 19.10.2015 tarih ve 94660652-105-35-7817-2013-21063/67366 sayılı kanun yararına bozma ihbarında bulunulduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.11.2015 tarih ve 2015/352382 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,MEZKUR İHBARNAMEDE;Dosya kapsamına göre; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Zaman bakımından uygulama" başlıklı 7. maddesinin 2. fıkrasında "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." hükmü ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9/3. maddesinde yer alan, "Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir." hükmü karşısında, maddi ceza hukuku ile infaz hukukunun lehe yasa değerlendirilmesinin ayrı yapılması gerektiği, maddi ceza hukuku yönünden lehe yasa değerlendirmesi yapılarak 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun karşılaştırılması suretiyle sanığın lehine olan kanunun tespit edilerek uygulanması gerektiği gözetilmeden infaz hukuku yönünden de lehe yasa değerlendirmesi yapılarak karar verilmesinde isabet görülmediğinden, anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.TÜRK MİLLETİ ADINAGEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ihbar yazısı incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden kabulü ile, 5237 sayılı TCK'nın 7/2 ve 5252 sayılı Kanun’un 9/3. maddesi uyarınca sanık yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkacak sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilip, infaz kanunu hükümleri nazara alınmaksızın, anılan Kanun’un 141 ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCK'nın 493/1, 522/son ve 81/2. maddelerinde yer alan suçun öğelerinin farklı olduğu; müştekiye ait konutun balkonuna şahsi çeviklikle tırmanıp pencereyi de sert bir cisimle zorlayıp zarar vermek suretiyle girerek gerçekleştiren sanığın eyleminin, 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b maddesine uyan hırsızlığın yanı sıra, aynı Kanun’un 116/1 ve 151/1. maddelerine uyan konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarını da oluşturduğu ve bu suçlar yönünden 5271 sayılı CMK'nın 253 ve 254. maddelerinde öngörülen uzlaşma hükümlerinin uygulanma olanağı değerlendirilip sonucuna göre, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK'nın ilgili maddeleri uyarınca denetime imkan verecek şekildeayrı ayrı uygulamalar yapılıp, cezalar belirlenip, sonuç cezaların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe olan Yasanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme ve noksan kovuşturma sonucunda hırsızlık suçundan sanık hakkında verilen ... Asliye Ceza Mahkemesinin 23.03.2006 tarih ve 2004/311 esas, 2006/130 karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 15.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.