Taraflar arasında görülen davada İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/06/2013 tarih ve 2012/100-2013/89 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili adına tescilli olan markayı üzüm sirkesi ürünlerinde haksız ve izinsiz olarak kullandığını, marka tecavüzü ve haksız rekabette bulunduğunu, müvekkili birliğin kullanma yetkili olduğu markayı davalı yanın kullanma konusunda lisansı, izni olmadığı halde kullandığını, bu konuda 2012/61 D.İş sayılı dosyada tespit yapıldığını ve kullanımın tedbiren önlendiğini ileri sürerek, davalının markaya tecavüz ve haksız rekabetinin tespitini, önlenmesi, tecavüz oluşturan belge, ürün ve sair uygulamaların ortadan kaldırılmasını, ticaret unvanından “Tariş” ibaresinin silinmesini, tecavüzün sonuçlarının giderilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL maddi ve 1.000 TL itibar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş olup, bilahare verdiği ıslah dilekçesi ile davada maddi tazminat taleplerini, itibar tazminatından ayrı olarak 169.953,57 TL olarak ve ek olarak, dilekçede istemediği 10.000 TL manevi tazminat talebini ve faiz talebini de ıslah yoluyla ileri sürmüştür.Davalı vekili, müvekkilinin Tariş’in diğer kooperatif ortaklıklarının müştereken kurduğu bir şirket olduğunu, bir Tariş iştirakı olduğunu, kendisine davacı tarafından mal verilmesinin koşul olmadığını, ürün etiketlerinde de “Tariş Ayma İç Dış Tic. A.Ş” unvanının kullanıldığını, şirketin bir Tariş kuruluşu olduğunun belirtildiğini ve tüketicinin bilgilendirildiğini, markasal bir kullanım bulunmadığını, yasal ticaret unvanı kullanımının engellenemeyeceğini ve haksız rekabet olamayacağını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalıya sirke ürünü bakımından davcının “Tariş” ibareli tescilli markasının kullanımı konusunda lisans verilmediği halde ticaret unvanındaki kılavuz sözcüğü bahane ederek ürünleri üzerinde bu ibareyi göze çarpar biçimde kullandığı, davalının 2012/61 D.İş tespit dosyasında tespit edildiği üzere, ibareyi markasal biçimde kullandığı, bu kullanımının, davacı birliğin markadan doğan hak ve yetkilerinin ihlali sonucunu doğurduğu, bununla birlikte, davalı ürünlerinin marka tecavüzlü olarak satılmasına rağmen, markayı kötü ve son derece kalitesiz ürünlere ilişkin kullanım hali kanıtlamadığından, bir kalite sorunu belirlenmediğinden itibar tazminatı şartlarının oluşmadığı, davalının, markayı üzüm ve elma sirkesi ürünleri için 29/06/2012 tarihinden 14/08/2012 tarihine kadar kullanmakla elde ettiği gelirin %5 ciro payı oranı ile 91.168,06 TL kâr elde ettiğinin tespit edilmiş olduğu, ıslah yoluyla faiz talep edilemeyeceğinden bu istemin reddi gerektiği, her ne kadar, davalının ticaret unvanından “TARİŞ” kılavuz sözcüğünün çıkarılması, terkin edilmesi istenmiş ise de,davalı şirket, kuruluşundan beri faal olan ve bu ticaret unvanı ile tanınmış kendine belli bir itibar elde etmiş olup aradan geçen çok uzun süre karşısında ticaret unvanının salt bu marka ihtilafından dolayı terkinin istenmesinin MK. 2. madde anlamında kabulü mümkün bir istek olmadığı, dava dilekçesinde manevi tazminat talebi bulunmadığı halde, ıslah dilekçesi ile manevi tazminat talep eden davacının, marka tecavüzü eylemi ve etkilerini, itibar tazminatı istemlerini dile getirdiği ve şirketin itibarına zarar verildiğini, imajının zedelenmiş olduğunu ileri sürmesi nedeniyle, buna ilişkin parasal talebin de ıslah yoluyla isteyebileceğinin değerlendirildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı şirketin davacı adına kayıtlı ve tescilli markayı izin verilmeyen sirke ürünlerinde markasal biçimde kullanmasının, marka tecavüzü ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine ve önlenmesine, 91.168,06 TL maddi tazminatın ve 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, itibar tazminatı faiz ve unvan terkini istemlerinin reddine, hükmün ilanına karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2- Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, unvan terkini ve tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak, davacı taraf maddi tazminat olarak 556 sayılı KHK'nın 66/c maddesine göre emsal lisans bedeli üzerinden yoksun kalınan kazancı istemiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda ihlal oluşturan döneme ilişkin olarak emsal lisans bedelinin 91.168,06 TL olacağı belirlenmiş ve mahkemece de bu miktara hükmedilmiş ise de, davalı taraf bilirkişi raporuna itirazında bir kısım emtia satışlarının bu hesaba dahil edilemeyeceği gibi, bazı ürünlerin de davacı talebini aşar şekilde lisans bedelinde esas alındığı ve buna göre hatalı hesap yapıldığını ileri sürmüştür. Bu durumda, mahkemece davalı tarafın bilirkişi raporuna karşı ciddi itirazları hakkında bilirkişi heyetinden ek rapor alınmaksızın eksik iceleme ile tazminata hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu ndenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.3- Ayrıca, faiz alacağı asıl alacağın eklentisi olup, ayrı bir dava ile istenebileceği gibi ıslah yolu ile de istenebilir. Mahkemece, ıslah yoluyla faiz istenemeyeceği gerekçesi ile buna yönelik talebin reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu yönüyle de davacı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ :Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 17.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.