Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1983 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 30357 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, senetlerdeki imzaların kendisine ait olmadığını ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, imzaya itirazın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.Kural olarak senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, senet elinde olup takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir (HGK. nun 26.04.2006 tarih ve 2006/12-259 esas, 2006/231 sayılı kararı).Mahkemece yaptırılan ilk bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda bonolardaki imzaların borçluya ait olduğunun tespit edildiği, borçlunun sözkonusu rapora itiraz etmesi üzerine yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek imza incelemesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na gönderildiği, anılan kurum tarafından düzenlenen raporda ise, takibe konu senetlerdeki imzaların itiraz eden borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunda daha ileri tespite gidilemediğinin belirtildiği, bu rapora da itiraz edilmesi üzerine Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nden alınan son raporda da yine imzaların borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunda daha ileri bir tespite gidilemediğinin belirtilmesi üzerine mahkemece son rapor doğrultusunda imzaya itirazın kabulüne karar verildiği görülmektedir.Somut olayda mahkemece aldırılan ikinci ve hükme esas alınan son raporda, senetlerdeki imzaların borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirilmemiştir. Bir diğer anlatımla bonolardaki imzaların borçluya ait olmadığı yönünde bir belirleme yoktur. Bu nedenle anılan ikinci ve üçüncü rapor, 02.10.2013 tarihli ilk bilirkişi raporunun aksini ispata yeterli olmadığından, alacaklının, imzanın borçluya ait olduğu iddiasını ispatlayamadığı sonucuna varılamaz. Aksine 02.10.2013 tarihli ilk bilirkişi raporu ile alacaklı, bonodaki imzanın borçlunun eli ürünü olduğunu kanıtlamış bulunmaktadır.O halde mahkemece imzaya itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.