Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19809 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13712 - Esas Yıl 2014





Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/06/2014 tarih ve 2013/18-2014/59 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili, davalının düzenlediği yarışmaya "bıyık" çizimi ile katılan müvekkili M.. T..'nin birinci seçildiğini, bu hususun davalı yanca internet sitelerinde ilan edildiğini, 22.07.2013 tarihi itibariyle müvekkilinin çizdiği şeklin kullanıldığı cipslerin üretimine başlanacağının duyurulduğunu, davalının müvekkilinin yaşının 18'den küçük olduğunu gerekçe göstererek mükafaatı vermediğini, arıdından başka bir yarışmacının birinci seçildiğinin ilan edilmeye başlandığını, ancak facebook ve twitter gibi sosyal ağlarda, tüm TV ve gazete reklamlarında müvekkilin çiziminin birinci gösterilmeye devam edildiğini, hatta davalı tarafından müvekkili çiziminin cipslerde kullanılmaya başlandığını, şeklin haksız bir surette kullanılmaya devam edildiğini, davalının bu yolla ticari kazanç elde ettiğini, müvekkilinin maddi ve manevi haklarına zarar verdiğini ileri sürerek müvekkilinin "bıyık" şekline yapılan tecavüzün refi ile Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 68. maddesi kapsamında şimdilik 100.000 TL, davalının müvekkilinin "bıyık" şeklini haksız olarak kullanması, müvekkilinin şeklini başkaları çizmiş gibi kamuoyuna lanse etmesi nedeniyle ve FSEK'te düzenlenen diğer manevi hakların ihlali kapsamında 20.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının "bıyık" çiziminin önce birinci seçildiğini, ancak 18 yaş şartının gerçekleşmediğinin anlaşıldığını, bu andan sonra davacı çiziminin hiç bir şekilde kullanılmayıp ticarete sunulmadığını, müvekkilinin bıyık çizimini değil fikrini birinci seçtiğini, ilk bıyık çizimini gönderen davacı ile ikinci çizimi gönderen 18 yaşından küçük olduğundan, üçüncü çizimi gönderen kişinin birinci seçildiğini, davacının sahiplendiği bıyık şeklinin tamamen jenerik bir biçime sahip olduğunu, kampanya katılım koşullarının çizimi kullanmaya cevaz verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından çizilen bıyık şeklinin FSEK kapsamında eser niteliğini haiz bulunmadığı, olayları ileri sürmenin taraflara, davayı nitelendirmenin hakime ait bir görev olduğu, davanın Borçlar Kanunu'nda düzenlenen ilan suretiyle vaatten kaynaklanan alacak davası yahut davacının çizdiği çizimin izinsiz olarak davalı tarafından kullanıldığı iddia edilmiş olması nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, bu itibarla fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinin görevli olmadığı gerekçesiyle dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, yasal süresi içerisinde istem halinde dosyanın İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.Davacı, dava dilekçesinde müvekkillerinden M.. T..'nin "bıyık" çiziminin eser olduğunu ileri sürmüş, buna bağlı olarak tecavüzün ref'ini, FSEK'ten kaynaklanan maddi ve manevi tazminatın tahsilini talep etmiş, görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti davacının "bıyık" çiziminin eser olmadığını belirtmiş, mahkemece de, çizimin eser mahiyetinde olmadığı sonucuna varılmak suretiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İddianın ileri sürülüş biçimi itibariyle dava konusu çizimin eser niteliğinin bulunup bulunmadığını değerlendirmek ve sonucuna göre bir karar vermek görevi fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesine ait olup mahkemece, bu tespitin yapılmasını müteakip davanın esasına girilmesi ve sonucuna göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken dava konusu çizimin eser niteliğinde olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.