Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1965 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8913 - Esas Yıl 2013





Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kiracılık sıfatının tespiti davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kiracılığın tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyize dilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, İstanbul 10. icra müdürlüğünün 2011/561 sayılı dosyada kiracı olduğu taşınmazın cebri icra yoluyla satıldığını ve İİK 135. maddesine göre tarafına tahliye emrinin tebliğ edildiğini, tahliye emrinde fuzuli şağil olarak bildirildiğini,taşınmazda önceki malik Y.Y. ile aralarında 1.9.2009 tarihli kira sözleşmesi bulunduğunu yaklaşık 3 yıldır kiracı olduğun,kiralarını düzenli ödediğini fuzuli şağil olmadığını kira sözleşmesine binaen açılmış olan elektrik,su doğalgaz telefon abonelikleri bulunduğunu,6570 Sayılı kanuna göre tahliye davası açılması gerektiğini belirterek kiracılığın tespiti ile muarazanın giderilmesini istemiştir.Davalı vekili ise davanın haksiz ve mesnetsiz olduğunu, İİK 235/2 maddesine göre mahkemenin görevsiz olduğunu,taşınmazda satıştan önce ipotek hakkı bulunduğunu ve tapuya şerh verildiğini, satıştan sonra ise müvekkilin malik olduğunu, mülkiyet hakkının ayni hak olduğunu kira sözleşmesinin şahsi hak olup ancak taraflar arasında ileri sürülebileceğini kira sözleşmesi noterden yapılmış olsa dahi bu hakkı aynileştirmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Davacı ile dava dışı Y.B. arasında 1.9.2009 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taşınmaz tapuda H.C. adına kayıtlıdır.Taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin paraya çevrilmesi nedeniyle yapılan takip nedeniyle taşınmaz davalı banka adına 21.7.2011 tarihinde ihale edilmiştir.Çebri icra kanalıyla taşınmazı iktisap eden davalı bankanın talebi ile İİK 135/2 maddesine göre davacı kiracıya fuzuli şağil olduğundan bahisle tahliye emri gönderilmiş tahliye emrinin davacıya 19.10.2012 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine süresinde itiraz ederek kiracılığın tesbiti için bu davayı açmıştır. Davacı taşınmazın hacizden önceki bir tarihten beri kiracısı olduğunu iddia etmiş buna ilişkin kira sözleşmesi ve kiralanana ait resmi kurumlardan elektrik, su ve doğalgaz abonman sözleşmelerini ve faturaları ibraz etmiştir.Davalı vekili tüm savunmalarında davacının kiracı olduğuna açıkça karşı çıkmamış,kira sözleşmesinin kimlere karşı ileri sürülebileceğine ilişkin savunmalarda bulunmuştur. Bu nedenle davacının davalının kiracılığını kabul ettiğinin kabulü gerekir. Davacı açıkça kiracılığa karşı çıkmadığına göre davanın kabulü ile kiracılığın tesbiti ve çekişmenin giderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.