A-Suça konu 349691 seri numaralı incelenmesi: çekle ilgili olarak kurulan hükmün incelenmesi:Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine, sanığın hesap sahibi Limited Şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili müdürü olduğunun anlaşılmasına, çekin karşılıksız kalan miktarı nedeniyle 5941 sayılı Çek Kanununun sanık lehine sonuç doğurmayacağının belirlenmesine göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak, 1-3167 sayılı Kanun'un 16/1. maddesinde 'Verilecek para cezası seksen milyar liradan fazıa olamaz. Bu miktar 01.03.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır." hükmü öngörülmekte ise de, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 12/b maddesi uyarınca 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun bütün ek ve değişiklikleri ile birlikte yürürlükten kaldırılmış olması ve 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesi hükmü karşısında; para cezası için öngörülen 80.000.000.000 TL (80.000 TL)'lik üst sınırın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun ek 2. maddesine göre artırılmasının mümkün olmadığının gözetilmemesi;2-Adli para cezasının; 5083 sayılı Kanun'un 1.maddesi ile 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulunun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1 .maddesi uyarınca belirlenmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, bu durumun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; sanık hakkında 349691 seri numaralı çek yönünden hükmolunan adli para cezasının 80.000 TL olarak belirlenmesi suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,B-Suça konu ........ seri numaralı çekle ilgili olarak kurulan hükmün incelenmesi:20.12.2009 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5941 sayılı "Çek Kanunu” ile 3167 sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun” yürüdükten kaldırılmış, dava konusu suçun unsurları ve yaptırımları farklı biçimde yeniden düzenlenmiş olduğundan; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanığın bahsedilen çek yönünden hukuksal durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 27.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.