Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1947 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 11226 - Esas Yıl 2011
Taraflar
arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda
yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi
içinde davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi
üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı
3. kişi vekili, Kartal İkinci İcra Müdürlüğü'nün 2008/2263 Esas sayılı
dosyasından, davacının işyerindeki mallarının haczedildiğini belirterek
İİK'nın 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü
ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı
alacaklı vekili, davacı 3. kişi şirketin alacaklılardan mal kaçırma
amacı ile kurulduğunu, borçlunun ticari mallarının büyük bir kısmını 3.
kişiye devir ettiğini, istihkak davasının reddini ve davacı ve borçlu
arasındaki tasarrufun iptali istemi ile İİK'nın 97/17, 277-280 maddeleri
gereğince açtığı karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep
etmiştir.
Davalı borçlu duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece,
davacı 3. kişinin istihkak davasının takip edilmediğinden HUMK'nın 409.
maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, tasarrufun iptali davasının
ise kabulüne karar vermiş; hüküm, davalı-karşı davacı alacaklı vekili
tarafından temyiz edilmiştir.
Dava,
3. kişinin İİK'nın 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı
istihkak davası ile alacaklının karşılık olarak İİK'nın 97/17 ve 277-280
maddeleri gereğince açtığı tasarrufun iptaline ilişkindir.
1- Dosyadaki
yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve
İİK 97/13 maddesi gereğince alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi için
gerekli olan davanın reddi koşulunun somut olayda gerçekleşmemiş
bulunmasına göre davalı alacaklının aşağıda yazılı bendin kapsamı
dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- İİK'nın
97/17. maddesi gereğince açılan tasarrufun iptali davaları ancak
istihkak davasına karşılık olarak açılabilir. Bu nedenle usulüne uygun
olarak açılmış bir istihkak davası olması halinde karşılık olarak açılan
iptal davası dinlenebilir özelliğe sahiptir.
Somut
olayda 3. kişi tarafından açılan istihkak davası, taraflarca takip
edilmediğinden HUMK'nın 409/5-6. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına
karar verilmiştir. Davanın açılmamış sayılması ile meydana gelen
sonuçlar ortadan kalkar, dava hiç açılmamış sayılır. Bu durumda, geride
sanki bağımsız olarak açılmış tasarrufun iptali davası kalmıştır. Oysa,
karşılık dava olarak açılmayıp, ayrı dava olarak açılan iptal davaları
İcra Mahkemesinde görülemez. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel
Kurulu'nun 24.02.1954 gün E:2, K:7 sayılı kararı)
Bu
durumda, iptal davasının görev yönünden reddi ile dosyanın başvuru
halinde, değere göre görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'ne
gönderilmesi yerine davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya
aykırıdır. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan temyiz edenin
sıfatına bakılmaksızın kararın bu sebeplerle bozulması gerekmiştir.
Sonuç:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı-karşı davacı alacaklı vekilinin
bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin
alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı-karşı davacı alacaklıya
geri verilmesine 21.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.