Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19352 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 43250 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı şirketin vekili olduğunu ve 26.10 2011 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi ile aynı tarihli hukuki danışmanlık sözleşmesi imzalandığını,davalının alacağı için faturaya dayalı takip yapıldığını, borçlunun malları üzerinde tesbit yaptırıp itirazın iptali davası açmak için masraf istediği sırada 29.2.2012 tarihinde haksız olarak azledildiğin bildirerek ,danışmanlık sözleşmesine istinaden mart-ekim 2012 tarihleri arası 800 TL den 6.400 TL danışmanlık ücreti ile 23.373,99 TL yasal vekalet ücreti alacağının tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali ile % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne, inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dosyanın incelenmesinde;Davacı avukatın,davalının vekili olduğu,avukatlık sözleşmesi yanında 26.10.2011 tarihli bir yıl süreli hukuki danışmanlık sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 12.maddesine göre,süre sona ermeden 30 gün önce yazılı olarak feshi ihbarda bulunmadıkları takdirde sözleşmenin aynı süre ile yenilenmiş sayılacağı şeklinde düzenleme içerdiği,davacı avukatın 29.2.2012 tarihinde haksız azli nedeniyle 26.10.2012 tarihine kadar sürecek olan hukuki danışmanlık sözleşmesi için azil tarihinden sözleşme süresi sonuna kadar aylık ücretlerinin tahsilini talep ettiği ,mahkemece bu talebin kabulüne karar verildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Mahkemece,davalının azil işlemi haksız bulunduğuna göre davacı avukat danışmanlık sözleşmesine göre süreden önce azil nedeniyle kural olarak ücretinin tamamını isteyebilir.Borçlar Kanununun 325.maddesinde “ İşsahibi işi kabulde temerrüt ederse, işçi taahhüt ettiği işi yapmağa mecbur olmaksızın mukaveledeki ücreti istiyebilir.Şu kadar ki, işi yapmadığından dolayı tasarruf ettiği yahut diğer bir işle kazandığı ve kazanmaktan kasten feragat eylediği şeyi mahsup ettirmeğe mecburdur.” hükmüne göre,davacı avukatın azilden itibaren sözleşme süresi sonuna kadar başka işlerden elde edebileceği kazanç nazara alınarak,hak ve nesafet ilkeleri doğrultusunda hesaplanan alacaktan makul oranda indirim yapılıp yapılmayacağı hususlarının tartışılmaksızın hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz taleplerinin reddine,2.bentte açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.