Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19318 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9584 - Esas Yıl 2015





Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:K A R A RDavacı 3.kişi vekili, Bakırköy 7.İcra Müdürlüğü'nün 2007/12350 Esas ve İzmir 3.İcra Müdürlüğü'nün 2007/6890 talimat sayılı dosyalarında müvekkili şirketin borçlu şirkete kiraladığı makinenin, 20.10.2009 tarihinde haczedildiğini belirterek, istihkak davasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı alacaklı vekili, haciz adresinin borçluya ait olduğunu ve haciz sırasında hazır bulunduğunu, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi borçlu lehine olduğundan, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin, .. Tekstil A.Ş'den satın aldığı hacze konu makinayı, borçlu S.. A..'a kiraladığı bilirkişi raporu, tanık beyanları, 24.08.2008 tarihli fatura ve diğer belgelerden anlaşılmış olması nedeniyle davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.Dava konusu haciz, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığı gibi, borçlu da haciz esnasında hazır bulunmuştur. İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekir. Bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerekir.Davacı 3. kişi tarafından sunulan, isteyen her kişi adına düzenlenmesi olanaklı, borcun doğumundan sonra düzenlenmiş bulunan faturalar, yasal karinenin aksini ispata yeterli bulunmadığı gibi, bilirkişi tarafından incelemesi yapılan davacı şirketin yevmiye defterinin, kapanış tasdikinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Kapanış tasdiki olmayan, usule uygun tutulmamış ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı yasal zorunluluktur. Yine borcun doğumundan sonra düzenlenmiş adi yazılı kira sözleşmesi, karinenin aksini ispata yeterli olmadığı gibi, bilirkişi raporundaki tespitlere göre davalı borçlu kiracının bu kira sözleşmesine istinaden davacı şirkete herhangi bir ödeme yapmadığı da görülmektedir.Tüm bu olgular karşısında, mülkiyet karinesinin aksini ispatlayamayan 3. kişinin davasının reddine karar verilmesi gerekirken oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesi 27.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.