2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı; belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 16.06.2000 tarih ve 4666 sayılı kararıyla 3. derece doğal sit alanı ilan edilen bölge içerisinde yer alan, Antalya ili, . ilçesi, .....beldesi, .... köyü, ...mahallesinde bulunan ve özel mülkiyete konu olan 38 sayılı parselde kolluk görevlilerince 24.10.2008 tarihinde yapılan denetimde, izin alınmadan 4,5x10,7 metre genişliğinde, tek katlı, betonarme binanın yapılmış olduğunun, binanın önüne de 2,5x10,7 metre genişliğinde güneşliğin yapıldığının tespit edildiği, bu tespitler üzerine arazinin sahibi sanık A.. K.. ve araziyi kiralamak suretiyle 01.08.2002 tarihinden beri kullanmakta olan sanık H.. T.. hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı, her ne kadar yapılan yargılama neticesinde, 20.03.2005 tarihli hava fotoğraflarında 10,50x7 metre genişliğinde bir binanın bulunduğu, bu bina ile mevcut binanın ebatlarının farklı olması nedeniyle, davaya konu yapının 20.03.2005 tarihi sonrası yapıldığının kabul edilmesi gerektiği, araziyi kiraya vermesi nedeni ile 01.08.2002 tarihinden beri kullanmayan sanık A.. K..'ın bu eylemden sorumlu tutulamayacağı, 20.03.2005 sonrası yapılan davaya konu yapının da sanık H.. T.. tarafından yapıldığının delillerinin bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek sanıkların beraatine karar verilmiş ise de; 24.10.2008 tarihli kolluk tespitinde, binanın betonarme genişliği ile dış gölgeliğinin ayrı ayrı hesaplandığı, mevcut yapının da kuş bakışı genişliğinin 20.03.2005 tarihli hava fotoğrafında görülen bina ile hemen hemen aynı olduğu ve olay yerinde inşaat mühendisi ile keşif yapılıp, davaya konu binada kullanılan malzemelerdeki eskime durumu nazara alınarak, binanın yapım zamanının tespit edilmemiş olmasının büyük eksiklik olduğu, bu nedenlerle beraat gerekçelerinin yerinde olmadığı, 21.05.2010 tarihli olay yeri keşfi tutanağı ile keşfe iştirak eden mimar ve fen bilirkişisinden alınan bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere, davaya konu izinsiz uygulamaların fiziki ve inşai müdahale kapsamında olduğu ve izinsiz binanın yapıldığı yerin 3. derece doğal sit alanı ilan edilmiş bölge içerisinde yer aldığı, bölgenin sit alanı olarak kabul edilmesine ilişkin kararın Antalya Valiliği İl Kültür Müdürlüğü tarafından mahallinde 05.02.2001 tarihinde ilan edildiğine ilişkin tutanağın dosya kapsamında mevcut bulunması karşısında, izinsiz uygulamaların yapıldığı bölgenin sit alanı içerisinde yer aldığının sanıklar tarafından bilindiğinin kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla, olay yerinde inşaat mühendisi ile yeniden keşif icra edilerek, davaya konu izinsiz binada kullanılan malzemelerdeki eskime durumu nazara alınarak yapım tarihinin tespit edilip sonucuna göre sanıkların hukuki sorumluluğunun tespiti gerekirken, eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçeyle yazılı şekilde beraate karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince, sanıkların beraatine ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 16/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.