"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KONYA(KAPATILAN) 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 19/12/2013NUMARASI : 2012/86-2013/359Taraflar
arasında görülen davada Konya(Kapatılan) 4. Asliye Ticaret
Mahkemesi’nce verilen 19/12/2013 tarih ve 2012/86-2013/359 sayılı
kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve
temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava,
6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken
HUMK'nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince
miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi
gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle
incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dava
dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve
yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm
belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı
vekili, davalının müvekkili şirketin eski denetçisi olduğunu, davalının
görevi sırasında kötü niyetle yaptığı eylemler nedeniyle müvekkili
şirketi zarara uğrattığını, davalı tarafından temsil ve imza yetkisinin
kötüye kullanılması suretiyle 3 adet solüsyon ruhsatının dava dışı
üçüncü kişiye devredildiğini, ayrıca ŞİFTRAP fare yapışkanı adlı ürüne
ilişkin marka tescil belgesinin de devredildiğini ve bu devrin tam da
davalının görevden ayrıldığı günün bir gün öncesine denk geldiğini,
davalı eylemleri ile şirketin zarar uğradığını ileri sürerek şimdilik
10.000,00 TL'nin her bir usulsüz işlemin yapıldığı tarihten itibaren
işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar
verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece,
iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca davacının iddiasını
kanıtlar şekilde dosyaya bir delil sunmadığı, davacı ticari
defterlerinin usulüne uygun tutulmadığından delil vasfını haiz olmadığı,
davalının da içinde bulunduğu genel kurul kararı ile yönetim kurulu
üyelerinin ibra edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacı anonim
şirket denetçisinin, görevi sırasında zarara neden olduğu iddiasına
dayalı tazminat istemine ilişkindir. Denetçinin sorumluluğuna yönelik
olarak açılan davada, davacının şirket denetçisinin yetkisini kötüye
kullanarak zarara sebebiyet verdiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle
davanın reddine karar verilmiş ise de, uyuşmazlığa uygulanması gereken
6762 sayılı yasanın 309. maddesi uyarınca denetçilerin sorumluluğu ispat
külfeti tersine çevrilmiş kusur sorumluluğudur. Davacı zararının
oluşması halinde bu zararın kendi eylemlerinden doğmadığının şirket
denetçilerince kanıtlanması gerekir. Mahkemece, bu husustaki ispat
külfetinin davacı tarafa yüklenmesi ve davanın ispatlanamadığı
gerekçesiyle reddi doğru olmamış, davacı vekilinin temyiz itirazlarının
kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir. Öte yandan, ibranın
borçtan kurtarıcı sonucu doğurabilmesi ibraya konu işlemlerin açıkça
ortaya konulması, bilinmesi ve tartışılmasına bağlıdır. Somut olaya
gelindiğinde mahkemece hükme dayanak yapılan genel kurullarda alınan
ibra kararları davaya konu işlem açıkça görüşülerek, tartışılarak,
davacının bu nedenle uğradığı veya uğrayabileceği zarar ortaya konulup,
genel kurul bu konuda bilgilendirilerek alınmış bir ibra kararı olmayıp,
yeterince tartışılmadan alınmış soyut nitelikteki ibra kararları
olduğundan bu şekildeki bir ibranın sorumluları borçtan kurtarması da
mümkün değildir. Bu nedenle, genel kurulda alınmış soyut ibra kararına
dayalı olarak davanın reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır.SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının
kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin
harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08.12.2014 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.