Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:KARARDavacı üçüncü kişi vekili, müvekkilinin 01.04.2010 tarihinde .. plakalı aracı, Ankara 56. Noterliği'nde düzenlenen sözleşme ile borçlu şirketten satın aldığını, aracın mülkiyeti müvekkiline ait olduğu halde, borçlunun borcu nedeniyle haczedildiğini, haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı-karşı davacı alacaklı vekili, satışın alacaklılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini belirttikten sonra, karşı dava dilekçesi ile yapılan araç satışına ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kabulüne, karşı davanın reddine ilişkin verilen ilk karar Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nce 15.04.2011 tarihinde karşı davaya ilişkin harç yönünden bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak, yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacının, borçlu Şirket yetkilisinin eniştesi olduğu, yapılan satışa ilişkin para transferiyle ilgili banka kayıtlarının sunulamadığı, satış bedelinin elden ödendiğinin ispat edilemediği, satışın kasko bedeli olan 18.600,00 TL'den daha düşük 13.000,00 TL üzerinden yapıldığının beyan edildiği, borçlu Şirket yetkilisinin, eniştesine aracı muvazaalı olarak sattığı gerekçesiyle davanın reddine, karşı davanın ise kabulü ile tasarrufun iptaline karar verilmiş, hüküm davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, üçüncü kişinin İİK'nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davası ile alacaklının karşı dava olarak İİK'nun 97/17, 277-280. maddeleri gereğince açtığı tasarrufun iptali talebine ilişkindir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı-karşı davalı üçüncü kişi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Davacı-karşı davalı üçüncü kişi vekilinin tasarrufun iptali davasına ilişkin karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; davalı-karşı davacı vekili davacı üçüncü kişi tarafından istihkak iddia edilen .. plakalı aracın, borçlu şirket tarafından davacı üçüncü kişiye satışına ilişkin işlemin muvazaalı olması, alacaklıdan mal kaçırma amacıyla yapılmış olması nedeniyle, satış işleminin iptalini talep etmiştir.Tasarrufun iptali davasının amacı, bir alacağı ödememek için, mal varlığını azaltıcı veya artışını önleyici nitelikte, borçlu tarafından yapılan bir taraflı hukuki işlemler ve fiillerle, borçlunun amacını bilen veya bilmesi gereken kişilerle yaptığı tüm hukuki işlemleri alacaklının alacağı ile sınırlı olarak hükümsüz sayarak işlem konusu mal veya hak üzerinde borçluya aitmiş gibi cebri icraya devam edilerek alacaklının alacağını almasına imkan sağlamaktır.İptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan nispi nitelikteki yasadan doğan bir dava olup, tasarrufa konu malların aynı ile ilgisi yoktur.İİK'nun 283/1. maddesine göre, tasarrufun iptali davasını açan davacının tasarrufun iptali davası sabit olduğu taktirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde, cebri icra yolu ile alacak miktarı kadar hakkını alma yetkisini elde eder ve söz konusu malın haczedilmesini ve satışını isteyebilir.Davacı-karşı davalı üçüncü kişi vekili tarafından açılan istihkak davasının reddine karar verilmiştir. Davanın reddedilmesi ile, haczedilen mal üzerindeki haciz de kesinleşmiştir. Alacaklı icra takip işlemlerine devam ederek malın satışını isteyebilir.HMK'nun 114/1-4. maddesinde hukuki yarar dava şartı olarak düzenlenmiştir. Hukuki yararın davanın açıldığı tarih itibariyle mevcut olması yeterli değildir. Dava sonuçlanıncaya ve karar kesinleşinceye kadar hukuki yararın devamı gerekir.Mahkemece, üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında, davanın reddine karar verildiğinden, davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davasında, başlangıçta mevcut olan hukuki yarar ortadan kalkmıştır.Açıklanan nedenlerle, tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.Kararın bu nedenle bozulması gerekir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı- karşı davalı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı üçüncü kişi vekilinin tasarufun iptali davası yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 222,10 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden iadesine 26.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.