Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 19145 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5002 - Esas Yıl 2014
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:K A R A RDavacı 3. kişi vekili, müvekkilinin eski eşi A.. A..'ın borcundan dolayı evinde haciz yapıldığını, müvekkilinin 2009 yılında borçlu A.. A..'dan ayrıldığını ve haczedilen malların müvekkiline ait olduğunu, aynı zamanda mahcuzların yaşam için zorunlu eşyalardan olup hacizlerinin mümkün olmadığını, haczin kaldırılmasına davalı alacaklının tazminata mahkümiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, davacının 16.07.2013 tarihli haciz sırasında icra kefili olarak dosya borçlusu haline gelmesi nedeniyle talep şikayet olarak değerlendirilmiş dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda; 02.07.2013 tarihli İcra Müdürlüğü işlemine karşı, 26.08.2013 tarihinde yapılan şikayetin süresinde olmadığı, yapılan işlemin süresiz şikayete de tabi işlemlerden olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine ilişkin verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi uyarınca, Türk Hukuku'nu re'sen uygulamakla yükümlü olan hakim tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlı olup, onların hukuki nitelendirmesi ile bağlı değildir.Bu ilke ışığında dava dilekçesi içeriğindeki anlatımdan ve talep sonucundan uyuşmazlığın, 3. kişinin İİK'nun 96. vd. maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davası ile, İİK'nun 82. maddesine dayalı şikayet talebi olduğunun kabulü gerekir.İstihkak iddiasına konu haczin uygulandığı 02.07.2013 tarihi itibariyle davacı 3. kişinin icra takip dosyasında taraf sıfatı bulunmamaktadır. 16.07.2013 tarihinde aynı adrese haciz için gidildiğinde, borcun 10.000 TL'lik kısmı için icra kefili olmuş, 13.08.2013 tarihinde icra kefili olarak adına icra emri düzenlenmiştir. İcra emri tebliği ve kesinleşmesi sonucunda, kefil olduğu miktar itibariyle dosya borçlusu sıfatının mevcut olduğu kabul edilmelidir. 02.07.2013 tarihli haciz işlemi borçlu A.. A..'ın borcu nedeniyle tatbik edilmiş olmakla, anılan hacizde davacı 3. kişi sıfatına sahiptir. Davacı 3. kişi bu haciz yönünden mahcuzlara ilişkin haczedilmezlik şikayetinde bulunmaya yetkili değildir. 3. kişinin haczedilmezlik şikayeti yönünden aktif husumet ehliyeti bulunmadığından şikayetin reddi ile, uyuşmazlığın üçüncü kişinin mülkiyet hakkına dayanan ve İİK'nun 96. vd. maddelerinden kaynaklanan istihkak iddiası olarak ele alınıp, işin esasına girilerek tarafların delillerinin toplanması varsa noksan harcın tamamlattırılmasından sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen husus dikkate alınmadan duruşma yapılmaksızın davanın hukuki nitelendirmesinde hata yapılarak yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,26.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Sigortasız Çalıştırılan İşçinin İşçilik Alacakları İçin Hizmet Tespit Davası Açmaya Zorlanamayacağı
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca
incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu
anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait kuaför salonunda 01/06/2009-
07/03/2011 tarihleri arasında ça
TİCARİ DEFTERLERİN TALEP EDİLMESİNE RAĞMEN İBRAZ EDİLMEMESİ / ALEYHE YORUMLANAMAMASI
Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Yalova 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 21.09.2011 gün ve 2010/507 E.-2011/342 K. sayılı karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 12.06.2012 gün ve 2012/4241 E- 2012/99
VEKALET ÜCRETİ ALACAĞININ TAHSİLİ
Davacı, avukat olduğunu, davalıyı bir icra dosyasında alacaklı vekili olarak ve buna bağlı tasarrufun iptali davasında davacı vekili olarak temsil ettiğini ancak müvekkili olan davalının karşı taraf ile anlaşarak sulh olduğunu, 25/08/2010 tarihli azilname ile kendisini haksız olarak vekaletten azlet
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?