Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18953 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 27082 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalıların vekilliğini yaptığını, ancak vekalet ücreti ni ödemediklerini bunun üzerine davalılar aleyhine Kumluca İcra Müdürlüğü nün 2010/5015 sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalıların borca itiraz ettiklerini bu nedenle takibin durduğunu belirterek, davalıların itirazlarının iptallerine, alacağın %40'ından aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece, davanın 575 TL için kabulüne, 1247917 TL lik kısmı için reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, alınan vekaletnameye uygun olarak tüm işleri takip ettiği, görevini tam olarak yaptığı fakat temyiz harcının davalılar tarafından ödenmemesi sebebiyle haklı olarak istifa etmek zorunda kaldığı iddiasıyla eldeki davayı açmış olup davalılar davacı ile baştaki anlaşmalarına göre davacı davayı kazanamadığından ücrete hak kazanmadığını savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Borçlar Kanununa göre vekillikten istifa her zaman mümkün olup, bu istifa vekalet ilişkisini ileriye doğru sona erdiren bozucu ve yenilik doğuran bir işlemdir. Ancak istifa haklı değil ve müvekkil de bu nedenle zarara uğramışsa, vekil bu zarardan sorumludur. Avukatlık Kanununda ise haksız istifa halinde, vekil yönünden Borçlar Kanunundaki aynı konuya ilişkin düzenlemelere göre daha ağır bir sorumluluk esası getirilmiştir. Gerçekten de, Avukatlık Kanununun 174/1 maddesinde “üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat ücret talebinde bulunamaz” hükmü mevcut olup bu hükümle, vekaletten haklı bir neden olmadan istifa eden avukatın, Borçlar Kanunundaki vekalet akdine ilişkin genel düzenlemelerden farklı olarak, herhangi bir zarar şartı olmadan da müvekkile karşı sorumlu tutulduğu görülmektedir. Anılan düzenlemeye göre haksız olarak işi bırakan, vekaletten istifa eden avukat, ücrete hak kazanamadığı gibi aksine bir hüküm mevcut değilse aldığı peşin ücretleri ve kullanmadığı masraf avanslarını da iş sahibine iade etmek zorundadır.Avukatlık Kanununun 171/1 maddesinde düzenlenen “Avukat üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder” ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2. maddesinde düzenlenen “... avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır” Hükümleri gereğince de avukat, aksine sözleşme yoksa işi sonuna kadar takip edip sonuçlandırmadan ücret talep edemez. Ancak, haksız azil halinde olduğu gibi avukatın haklı olarak vekillikten istifa etmesi halinde de işe devam etme olanağı mevcut olmadığından avukat, haklı istifa tarihi itibariyle muaccel olan vekalet ücreti alacağının ödetilmesini talep edebilir.Öte yandan, vekalet ilişkisi bir bütün olup vekaletten azil gibi istifa da taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet eder. Zira azil ve istifa ile birlikte vekalet akdinin en önemli unsurlarından olan “güven ilişkisi” sona ermektedir.Avukatlık Kanununun 164/4. maddesinde, dava konusu olayda olduğu gibi, “….ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde” avukatlık ücretinin, konusu para ile ölçülemeyen davalarda Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki maktu ücret üzerinden, konusu para ile ölçülebilen davalarda ise, müddeabihin değerinin %10’u ile %20’si arasındaki bir oran üzerinden belirleneceği öngörülmüştürBu açıklamalardan sonra somut olaya bakılırsa;davacı davalılardan aldığı vekaletname ile takip ettiği dosyanın temyiz aşamasında temyiz harcı davalılar tarafından yatırılmadığından 30.09.2009 tarihinde istifa etmiş ve alacaklarının tahsili amacıyla iş bu davayı açmıştır. Taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesi olmadığı anlaşılmaktadır. Az yukarıda açıklanan yasa hükümleri gereğince haklı istifa halinde avukat muaccel olan vekalet ücretini talep edebilir. Mahkemece, davacının haklı istifa ettiğinni kabul edilmesine ve verilen hüküm davalılarca da temyiz edilmediğine göre istifanın haklı olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, davacının takip ettiği dosyadaki harca esas değer üzerinden hesaplanacak nisbi vekalet ücretinin tahsiline karar verilmesi gerekirken maktu vekalet ücreti üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 8.6.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.