Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18813 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5706 - Esas Yıl 2014





Dava dilekçesinde, Kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin ve ecrimisilin tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacılar vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacılar vekili Av.Y...Ö.... ve aleyhine temyiz olunan davalı vekili Av.N...F... G... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili dava dilekçesi ve yargılama sırasındaki beyanlarında, 1955 yılında başlanan ancak tamamlanmayan kamulaştırma işlemi ile dava konusu taşınmazda kamulaştırmaya ayrılan alanın 925 m² olduğunu, bu alan ile bu bölüm dışındaki kısma dolayısıyla dava konusu taşınmazın tamamına karayolu olarak davalı idarece fiilen el atıldığını ileri sürerek kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın bedelinin ve ecrimisilin tahsilini istemiş, mahkemece dava konusu yerin 1955 yılında kamulaştırıldığı, 08.10.1956 tarihinden önce işlemlerin tamamlandığı, 221 sayılı yasa uyarınca 2 yıllık dava açma süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak;Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; 3440 m² yüzölçümlü dava konusu taşınmazın 2750/5040 payının davacıların m... M.. Ö..adına kayıtlı iken M..-A..-G..sahil yolu içinde kaldığından 925 m² sinin A... İl İdare Kurulunun 18.07.1955 gün ve 889 sayılı kamu yararı kararına dayanılanrak kamulaştırıldığı, yerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporlarında, davaya konu taşınmazın A....-A... Devlet Karayolu içinde kaldığı, 3402 sayılı Kanunun 22-a uygulaması (Kadastro Harita ve Bilgilerinin Güncellenmesi) kapsamında öncesi 858 olan parsel numarası 103 ada 14 parsel numarası olarak, tapu miktarı da 3513,70 m² şeklinde düzeltildiği, davalı idarece fiilen el atılmak suretiyle karayolu olarak kullanıldığının belirtildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda 1955 yılında kamulaştırılan ve el atılan 925 m² lik bölüm dışında kalan alana yapılan fiili el atmanın 1956 yılından önce gerçekleştiği yöntemince kanıtlanmış olmadığına göre, 1955 yılında kamulaştırılan 925 m² lik alan dışındaki taşınmaz bölümüne fiilen el atılan tarihin kesin olarak tespiti ile 1956 dan sonra el atılmış olması halinde 11.06.2013 tarhinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 1. ve 2. noktasında "Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya Kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması halinde taşınmazın dava tarihindeki değeri taşınmazın el koyma tarihindeki nitelikleri esas alınmak ve bu Kanunun 11 inci ve 12 inci maddelerine göre hesaplanmak suretiyle tespit edilir." hükmü gözetilerek 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiili el atma varsa el atma tarihi, 04.11.1983'ten sonra el atılmış ise dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın imar planı içinde olup olmadığının, imar planı içinde ise imara alınış tarihi, ölçeği ve türü (nazım-uygulama), belediye ve diğer altyapı hizmetlerinden (yol, su, elektrik, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma gibi) yararlanma durumunun, etrafının meskûn bulunup bulunmadığını, nazım imar planı içinde ise bu plandaki konumu, hangi amaçla plan kapsamına alındığı yerleşim merkezine uzaklığı, belediye sınırları içinde bulunup bulunmadığının, beldenin gelişme yönünde olup olmadığının ilgili belediye başkanlığından sorulup ve taşınmazın ilk tesisinden itibaren tedavüllü tapu kaydı getirtilip, gerektiğinde tanık beyanlarına başvurulup tarafların tüm delilleri incelenerek dava konusu taşınmazın el atma tarihindeki vasfı belirlendikten ve yüzölçümünde değişiklik olup olmadığı da kesin olarak saptandıktan sonra 1955 yılında kamulaştırılan 925 m² lik kısım dışında kalan taşınmaz bölümü yönünden işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken davanın tümden reddi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.