Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18742 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15738 - Esas Yıl 2015





Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:K A R A RAlacaklı vekili, borçlu .. Kundura ve Dericilik San. Ltd Şti aleyhine ilamsız icra takibinde bulunduklarını, takibin kesinleşmesi üzerine, borçlunun adresinde haciz işlemi uygulandığını ve bu sırada davalı üçüncü kişi tarafından istihkak iddiasında bulunulduğunu, ancak borçlu şirketin faaliyet konusu ile istihkak iddiasında bulunan şirketin faaliyet konusunun aynı olduğunu, şirketin ortaklarının aynı aileden kişiler olduğunu bu halde şirketler arasında organik bağ bulunduğunu açıklayarak 28.01.2015 tarihli istihkak iddiasının kaldırılmasını istemiştir.Mahkeme'ce “...alacaklı vekili 3. kişinin istihkak iddiasını kabul etmeyip İİK'nun 96. maddesi gereğince dava açma yükümlülüğünün istihkak iddia edene yüklenmesi gerektiğini belirterek İcra Müdürlüğü'nün İİK'nun 99. maddesine göre verdiği kararın düzeltilmesini talep etmiş ise de; Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden gelen yazı cevabına göre, takip borçlusu ile 3. şahıs şirketin, şirket adreslerinin farklı olduğu, haciz uygulanan adresin 3. şahıs şirkete ait olduğu, alacaklının; borçlunun bu adreste 3. şahıs ile birlikte bulunduğunu ve malların borçluya ait olduğunu ispatlaması gerektiği; bu nedenle İcra Müdürlüğü'nün işlemi yerinde olduğundan....” gerekçesi ile istem şikayet olarak nitelendirilip şikayetin reddine karar verilmiştir. Hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi hakime aittir. Hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlı olup olayların hukuki nitelendirmesini kendisi yapar.Somut olayda; alacaklı vekili, dava dilekçesinde belirtiği nedenlerle üçüncü kişinin 28/01/2015 tarihli istihkak iddiasının kaldırılmasını talep etmiş, 30/06/2015 tarihli oturumda da dava dilekçesini tekrar ettiğini, şirketler arasında organik bağ bulunduğunu bu nedenle davasının kabulüne karar verilmesini istemiştir. Alacaklının başvurusu açıklanan bu şekliyle açıkça istihkak davası niteliğindedir.Bu durumda Mahkeme'ce yapılacak iş, öncelikle davacının istemini istihkak davası olarak vasıflandırarak duruşma açmak suretiyle, yargılamayı istihkak prosedürüne göre sürdürmek, tarafların delillerini toplayıp varsa noksan harcı tamamlattırdıktan sonra sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Bu sebeple yanlış hukuki tavsif ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 21/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.