Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1867 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 22439 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi : Asliye Hukuk(İş) MahkemesiTarihi :30.06.2015Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın davalı O..E... hakkında kısmen kabulüne, davalı E.. M.. Ltd. Şti hakkında ise davanın kabulüne dair karar verilmiştir.Hükmün, davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.Eldeki dosyada, davacı 20.10.1968-30.04.1978 tarihleri arasında davalı O... E... yanında, 01.01.2001-30.07.2003 tarihleri arasında ise davalı E.. M.. Ltd. Şti. yanında geçen hizmetlerinin tespitini istemiştir. Mahkemece, davalı O..E.... yönünden, davacının, 20.10.1970-30.04.1978 tarihleri arasında çalıştığı, davalı şirket yönünden ise tüm süreler yönünden davanın kabulüne dair hüküm tesis edilmiştir. Davacı, dava dilekçesi içeriğinde, davalı O... E... yanında en az yılın 9 ayı kömür işletme tesisinde kazmacı olarak kesintisiz çalıştığından bahsetmiş olup dinlenen tanıklar ise, davacının, takriben yılın 7-8 ayı çalıştığını, diğer dönemlerde bakım işleri yapıldığını ancak davacının tam olarak bakım işinde çalıştığına yönelik beyanda bulunmadıkları anlaşılmıştır. Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Mahkemece yapılacak iş, gerek dava dilekçesi içeriğindeki davacı beyanı gerekse dinlenen tanık beyanlarını esas alınarak davacının mevsimlik olarak çalışması karşısında hangi dönemlerde fiili olarak çalıştığı hangi dönemlerde bakım işlerinin yapıldığı belirlenmeli ve bu dönemde davacının./..çalışmadığı kabul edilerek, davacının çalışma süreleri açıklığa kavuşmalıdır. Davalı E.. M.. Ltd. Şti. yönündeki Mahkeme kabulü yerindedir.2-6552 sayılı Kanunun 11.09.2014 günü yürürlüğe giren 64. maddesiyle 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesine eklenen 4. fıkrada, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, davanın Kuruma resen ihbar edileceği, ihbar üzerine davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılan Kurumun, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabileceği belirtilmiştir.6552 sayılı Kanun ile ilgili olarak öncesinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan hükümet teklifinde, söz konusu düzenleme 54. madde olarak yer almış, izleyen 55. maddede “5521 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.” denildikten sonra “7 nci maddeye bu Kanunla eklenen dördüncü fıkra hükmü, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalarda da uygulanır.” hükmü Geçici 3. madde olarak öngörülmüş, ancak yasalaşma aşamasında anılan Geçici madde çıkarılıp 6552 sayılı Kanunda bu türden düzenlemeye yer verilmemiştir.Diğer taraftan, 5521 sayılı Kanunun 15. maddesinde, bu Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 66. maddesinde, üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabileceği, 447/2. maddesinde, mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamaların, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı, 448. maddesinde, bu Kanun hükümlerinin, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanacağı açıklanmıştır.Karar başlığına, S.. B..’nın “davalı” olarak gösterilmesi gerekirken “feri müdahil” olarak gösterilmesi, ayrıca 5502 sayılı Kanunun 36. maddesine göre Sosyal Güvenlik Kurumu’nun harçtan bağışık olduğu gözetilmeksin davalı Kurum’un sorumlu tutulması ve davanın O... E... yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş iken davalılar S.. B.. ile O...E... mirasçıları lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi isabetsizdir.Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde Kurum haricindeki davalılara iadesine, 15.02.2016 günü oybirliğiyle karar verildi.