Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1862 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1513 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/12/2014NUMARASI : 2014/258-2014/668İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu hakkında, kira alacağının işlemiş faizi ile beraber tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine, faize ve vekalet ücretine yönelik olarak yapılan itiraz üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.Mahkemece, itirazın kaldırılmasına ve tahliye isteminin vazgeçme nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalı şirketin 01.04.2012 başlangıç tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu, 2013 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Ekim, Kasım, Aralık, 2014 yılı Ocak, Şubat ve muacceliyet şartı gereği 2014 yılı Mart, aylarına ait kira alacağının işlemiş faizi ile birlikte tahsili için takip yaptıklarını, davalının 30 günlük sürede kısmi ödeme yaptığı ancak dosya borcunu kapatmadığı, davalının ödeme emrine faize ve vekalet ücretine yönelik itiraz ettiğini belirterek itirazın kaldırılmasını ve kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı vekili ise, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, itirazın kabulüne, vazgeçme nedeniyle tahliye talebinin reddine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.04.2012 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin ek şartlar başlığı altında 12. maddesinde, "kiracı kira süresi içinde sözleşmeden dolayı ödemekle yükümlü bulunduğu tüm aidat ve kira borçlarını ödememesi sebebiyle ihtilafa sebebiyet vermesi halinde ihtilaf konusu bedelin %10 nispetibde her ay için faiz ödemeyi ve yine %20 nispetinde avukatlık ücretini ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir” düzenlemesi öngörülmüştür. Davacı icra takibinde bu düzenlemeye dayanarak yıllık %120 oranında işlemiş faiz talebinde bulunmuştur.Sözleşmeden kaynaklanan alacaklarda, taraflar sözleşmede faiz ödeme borcu kararlaştırabileceği gibi, borcun ifasında temerrüde düşülmesi durumunda uygulanacak faiz oranını da kararlaştırabilirler. Bu durumda, uyuşmazlık halinde kural olarak sözleşmede kararlaştırılan faiz oranının uygulanması gerekir. Yasal faizin uygulanma imkanı bulunmamaktadır. 6098 Sayılı TBK'nun 88. maddesinde sözleşme ile kararlaştırılan faiz oranlarına, 120. maddesinde temerrüt faizine yönelik düzenlemelere yer verilmiştir. TBK'nun 120. maddesi “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmedeKararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.” 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 646.maddesi "Bu kanun 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun Beşinci Kitabı olup, onun tamamlayıcısıdır."6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 1.maddesi "Türk Ticaret Kanunu, 22.11.2001 tarihli ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun ayrılmaz bir parçasıdır." 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 8.maddesi "Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir." 9.maddesi "Ticari işlerde kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında, ilgili mevzuat hükümleri uygulanır." şeklindedir. Türk Borçlar Kanunu'nun Türk Medeni Kanunu'nun tamamlayıcısı, Türk Ticaret Kanunu'nun da, Türk Medeni Kanunu'nun ayrılmaz bir parçası olduğuna ilişkin yasal düzenlemeye göre, Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümleri Türk Medeni Kanununun hükümleri niteliğinde olup, Türk Ticaret Kanunu'nun 9.maddesinde ticari işlerde ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı belirtildiğinden, Türk Borçlar Kanunu'nun kişi bakımından herhangi bir sınırlaması bulunmayan ve emredici nitelik taşıyan faize ilişkin 88 ve 120. maddesi de bir mevzuat hükmü olduğundan, ticari işlerde de uygulanması gerekir. Bu durumda Türk Ticaret Kanunu'nun 8.maddesindeki faiz serbestisinin Türk Borçlar Kanunu'nun 88 ve 120.maddesi ile sınırlandığının kabulü gerekir. Her ne kadar ilgili yasa hükmü sözleşmeden sonra yürürlüğe girmiş ise de; 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkinda Kanun'un 7. maddesi “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76 ncı, faize ilişkin 88 inci, temerrüt faizine ilişkin 120 nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138 inci maddesi, görülmekte olan davalarda da uygulanır.” hükmü gereğince görülmekte olan davada da uygulanacaktır. Bu durumda İcra takibinde, davacı tarafından sözleşmede kararlaştırılan %10 aylık gecikme faizi üzerinden talep edilen işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden işleyecek olan aylık %10 faiz, TBK'nun 120. maddesindeki temerrüt faizinin üst sınırını aştığından, 24.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda B bendinde belirtilen TBK'nun 120/2. maddesi gereğince mevzuat hükümlerine göre belirlenen faizin yüzde yüz fazlası olarak uygulanarak, işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren bu miktar üzerinden faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 25.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.